29 Kasım 2011 Salı

Bu Adamlar Nereye Bakıyor!!



Hani vardır ya meşhur Zeki-Metin filmi; reklam şirketinde çalışan ve  Süleyman Turan'ın canlandırdığı, yeni bi proje bulamazsa işten kovulacak olan adamın, köyden İstanbul'a gelen iki adamın boş boş denize doğru bakmasını fotoğraflayarak "bu adamlar nereye bakıyor" diye o iki  köylünün üzerinden prim yapmasıyla işini kurtardığı ve  bu slogan üzerinden senaryonun devam ettiği meşhur Zeki-Metin filmlerinden bi tanesi...

Ohaa ne uzun cümle oldu, artık anlayana...

İşte hep böyle baktığı yeri görünmeyen resimlerde aklıma o film gelir. Burada da bizim #grandepunto ve ekibi A2 takım maçını izliyorlar. Hani artık Aydın, Ayhan gibi zottirinamdan adamlara muhtaç kalmayalım diye.. Bak mesela ben direk nereye baktıklarını söyledim ama o filmde söylemiyorlardı. Çünkü adamlar bi yere bakmıyordu. 


Zeki ile Metin candır diye yalama bi kelime kullanıp o dalgaya takılmadan son noktayı koyuyorum, Zeki-Metin bilemedin Edi-Büdü ya da Popescu-Bülent, Hakan-Arif falan pişman..Sonuçta ccc Yeşilçam ccc

28 Kasım 2011 Pazartesi

Yalan Hafta

Haftayı 3'te 3 ile kapattık. Cumartesi Romada tek gollü bir Lazio galibiyeti ile Milan ve İnter'den sonra şampiyonluk adaylarından birine daha yolverdik, yine Cumartesi Arena'da Engin'in önce yıldızlaşıp sonra yine hırsının kurbanı olması ile son dakikalarında zorlansak da götümüzden solusak da galip gelmeyi başardık. Son olarak da İstanbulda Güngören deplasmanına gelen 100. yılın en rezil takımlarından olmak için elinden geleni yapan Karşıyakamız rakibi önünde üstün bir oyun ile galip gelmeyi başardı.

Sonuç olarak haftasonu için 3'te 3 dedim ama; Dortmund'un kazanması, Bayernin puan kaybetmesi, M'Gladbach ve Reus'un zevk veren oyununun devamı bu hafta sonu için güzel şeylerdi.

Haftanın kötüleri ise Barcanın gol atamaması ve dangalağın aptisi Valdesin hatasını nedeniyle yediği golden dolayı maçı kaybetmesi ve Atletico'nun Barneabau da 0-1 öne geçip, oyun olarak da müthiş başlamasına rağmen maçı 4-1 kaybetmesi falan pişman haftasonunun içine eden hallerdi. Zaten Cumartesi pek bi sıkıntılıydı niye öyleydi anlamadım ama öyleydi. Hiç yapmazdı böyle ama anlamadım, genelde pazarları yapardı bu sıkıcılığı senin anlayacağın işimiz Almanyadan kötüydü...


Engin Baytar'ı G.Birliğinde oynarken ekranda 1-2 kere izlemiştim, dikkatimi çekmişti ama asıl etkilenmeyi 3-0 yendiğimiz-Lincoln show yapmıştı-Ankaradaki G.Birliği maçında yaşamıştım. Benim adım da Engin diye sempatim falan da hiç yok yani hemen kıytırık hikayelere girmeyin. Her neyse.. Adam da mükemmel bir bilek vardı, pasları oyun anlayışı falan tam istediğim gibi oynuyordu. Hatta Uygarada söylemiştim-şimdi hatırlamaz- bu adam tam Ayhanın yerinde oynatmamız gereken elemandır demiştim. Sonra üstünden çok zaman geçti. Engin tabiri caizse ortalığın mnakoydu. Eskişehire gitti, maç içinde biriyle kavga etti kimdi hatırlamıyorun, oradan Trabzona gitti, Türkiye Kupası finalinde Luganoyu bir sağa bir sola yatırdı, yapıştırdı, soktu Volkanı kaleye, kaldırdı kupayı, orada da Burak ile kavga etti sahada, derken kadro dışı kaldı, bir baktım ki Engin Galatasaray ile anlaştı yazıyor. Tüm kavgalarına gürültülerine rağmen arkasında olduğum 3-5 oyuncudan biridir. Kendim imzalamış gibi sevindim o gün, formayı giymiş aferin çocuk artık göster kendini dedim.

Engin bu sezon oynadığı tüm maçlarda direk oyuna etki edebilen 2-3 sarı-kırmızılı oyuncudan biri oldu takım adına. Misal Bursa maçında Elmandere attırdığı gol ile hiç gol atamayacakmışız gibi giden maçta kilidi açtı, son olarak da Sivas maçında yine mükemmel oynadı, atılan 2 golde direk payı var ki zaten birini kendisi attı. Ama çocuğun yine tepesinin tasını attırdılar o da yeter lan dedi, koydu kaleciye kafayı iyide yaptı demeyi isterdim. Kaleci Volkan olsaydı iyide yaptı derdim ama hiç iyi yapmadın be çocuk.

Şimdi direk kırmızı olduğu için haftaya G.Birliği maçında ardından da Arenada ki Fener maçında oynamayacaksın. Bu yaptığın iş değil, tamam şimdiye kadar hep saldırdın, olay çıkardın, sorun yarattın adam akıllı topunu oynamadın vs. ama 2 hafta sonra belki de sezonun en önemli maçını oynayacağız ama sen yoksun ve yetmezmiş gibi Ayhan oynayacak. Ben artık gider miyim o maça? Ayhan için mi vereceğim 50-60 milyonu, artı buradan oraya yol parasını, git gel çilesini, dönüşte 16 saatlik vardiyasını cartını curtunu filli foto bunlar..

Ama maça çift forvet başlamak #grandepuntonun bu sezon adına denediği en olumlu hareketlerden biriydi. Ancak Kazım ve Riera dünyadan bi haber, hadi maç bitsede eve gitsek modunda oynayan tiplerden hücum kanatlarını oluşturunca o çift forvet çıkmak bir boka yaramadı. Yok yok yaradı hücum presi adına etkili Elmander Sivas savunmasını çok zorladı, Barosta bi zahmet yardımını esirgemeyince baskı pres geldi. Derken Enginin maçı 2-0 yapmasının ardından Kazım ve Rieranın acilen oyundan çıkması gerekiyordu. Yani en azından ben olsam öyle yapardım.

Riera ile Kazımı kendime benzetiyorum. Nasıl mı? Şimdi halı sahaya çağırıyorlar direniyorum gitmemek için hem de nasıl direniyorum. Bahaneler, bahaneler... Tabi bunlar boşa direnmeler o yüzden kendimi sahanın ortasında buluyorum. Mecbur oynayacağız artık kaçış yok, ama kim takar, yaa zaten zorla gelmişim bir de kendimi yorup-terleyip-susayacak mıyım hiç çekemem valla, sahada gezinip bi şekilde zamanı bitiriyorum. İşte Kazım ve Rieranın hikayesi tam böyle yalansa yalan de, değilse yalamam de...

Nasıl mı? Ney nasıl mı? En azından ben öyle yapardım dedim ya o nasılı söyleyim.

Öncelikle Mertan'ın artık bu takımda sürekli 18'de bulunması gerektiğinin farkında olurdum. Yektanın da sakatlandığını ve cezalıları da göz önünde bulundurunca bunu yapmak düşünmek dolayısıyla uygulamak çok da zor olmazdı. Kazım ile Mertanı değiştirip 2-0 dan sonra mecbur risk alacak olan Sivas savunmasına bir darbe indirirdim, Mertanı getireceği enerji de işin cabası olurdu, aynı şekilde de Riera ile Ceyhunu değiştirir, Engini sola çekerdim, belki maç içindeki Engin gözlemime göre oyundan alıp kart görme ihtimalini ortadan kaldırırdım. Tabi Engini almak uzak bi ihtimal olsa da Riera ve Kazımı kesinlikle çıkarırdım kaçarı yoktu.

Sonuçta kazanılan bi 3 puan var. Ayrıca hakem şöyleydi böyleydi muhabbetine de hiç girmiyorum. Ama kırmızı kartlar keyfimizi kaçırdı. Ufak da olsa maça gitme ihtimalini göz önünden kaldırmış değilim. Şu şartlarda neden olmasın;
Muslera-Eboue, Semih, Ujfalusi, Balta-Ceyhun, Selçuk, Melo-Kazım, Riera, Baros ve sonradan oyuna dahil olabilecek bir Mertan bi Berk İsmail çok şey istemiyorum biraz cesaret, açıkçası yiyorsa...

Lichsteiner,Barzagli,Pepe,Pirlo,Vidal,Gigi,Bonucci,Matri,Chiellini,Marchisio,Vucinic

Bu hafta sağolsun komşunun ergen çocuğunun porno sevdası yüzünden internet bağlantısındaki sorunlar nedeniyle, 11 hafta kesintisiz takıntısız donmaksızın izlemiş olduğum Juventusumuzun maçını bu hafta yarım yamalak izledim. Tam olarak nasıl oynadık ne yaptık yine iştahlı mıydık yoksa bala göte bi golle mi yendik bilmiyorum ama bildiğim, herkesin bildiği bir gerçek var. 11 maçta mağlubiyetimiz yok, İnter, Milan ve Lazioyu yendik sıra Roma ve Napoli de hadi bakalım, İtalya gerçek büyüğüne kavuşuyor...

Aynı yayın sıkıntısını Karşıyaka maçında da yaşadım. Ama bu sefer internet bağlantısı sorunu yoktu. 11 hafta boyunca kesintisiz tüm Karşıyaka maçları veren TRT bu hafta Karşıyaka maçını es geçti. Bolu maçını verdi. Ama izleyenlerin anlattığına göre üstün bir oyun çıkarmışız ve galibiyet kaçınılmaz olmuş. İstanbulun Güngören, Kartal, Sarıyer gibi statlarındaki seyirci üstünlüğümüzden bahsetmeme gerek yok sanırım.Zaten 3 tane galibiyet var ve ben 3ünüde izleyemedim. Genelde sıkıntı benden kaynaklanıyor bunun farkındayım.

Aslında tatsız bir hafta sonu oldu. Yavandı yavan. Neden böyle oldu bilmiyorum. Şu yazıyı yazarken bile zor devam ediyorum, hatta yazdıktan sonra araç çubuğu ile aşağı doğru inip "vay be yine iyi sallamışım lan" diyemedim ki sıkıntı var demektir ya hadi hayırlısı panpalar...


Türünbünden nedir lan, kör cahiller kültürsüz ayılar!!!

Şimdi 60 bilet, 20 yol, 10 yemek, gidiş-dönüş çilesi, çıkışta ezilme tehlikesi, dönüşte uykusuzluk üstüne 16 saat çalışma, üstüne ergen muhabbeti, şıllık dedikodusu, yoppoloş hareketler, falan filan hepsi ne için Ayhan Akman için mi? İyice bi düşünmek lazım, acele etmemek lazım...

Düşün o kadar tatsız tutsuz ki resim bile koymadan postu bitiriyordum. O kadar renksiz olmasın dimi araya serpiştireyim 1er 2şer, işim gücüm gırgır şamata bu haftanın klişesi "bunlar filli foto" yaz bi kenara...

26 Kasım 2011 Cumartesi

İşin iş müdür,Fantezi serbest

NBA Season Will Start on December 25 !!!

Bugün erken kalkayım dedim kendi kendime, demek ki boşuna şeytan dürtmemiş beni erken kalk diye..

Artık Deron Williams yok...
Lamar Odom yalan oldu...
Sefalosha yolcu...
Zaza basar gider..
Dragic tek maç bile oynamadan yolunu alır..
Kirilenko baba da Utah daki evini özlemiştir..
Euroleague NBA çöplüğüne dönmeyecek..
Herkes gerçek güçleriyle oynayacak..
Enes Kanter'in şanssızlığı sona erdi...
Garibim Ankaralının bi Mehmet Okur keyfi vardı o da yalan olacak...
NBA severlerin bu gece kutlamaları başlar..
O değilde yayın haklarını NTVSPOR yine alsa bari yoksa işimiz Almanyadan kötü...
Kaan Kural'a ekmek kapısı açılacak...
Uykusuz geceler başlıyor..

25 ARALIKTA sezon açılıyor, 66 maç oynanması bekleniyor. Fikstür ve diğer detaylar yarın birgün açıklanır...

Tabi bu karar en çok Beşiktaşı etkileyecek, sonra Feneri ve ardından Galatasarayı, ucundan kıyısından biraz da CSKAyı ona göre transfer yapmaları gerekecek..



Misal Beşiktaş 2 oyuncu ihtiyacını nasıl karşılayacak hem de 1 ve 5 numara gibi en önemli 2 pozisyonda ??
Fener zaten kötü gidiyor sezon başından beri Sefolashanın yerine savunması olan bir 2-3 numarayı nereden bulacak ??
Galatasarayın tek derdi kalın bir uzun bulmaktı onun için de Zaza en doğru karardı hatta son maçta da bunu gösterdi, koç ya Furkan'ın önünü açıp sorumluluk verecek yada o kalın adamı bulacaklar..

Burada en çok yara alanlardan biri de koç ERGİN ATAMAN oldu. Neden Ergin Ataman oldu diyenler, Twitterdaki showlarıyla onu iyi bildikleri için böyle bir soru sormayacaklardır. Ama bilmeyenler için söylüyorum; hiçbir zaman lokavt biterse ne olacağı hakkında yorum var, alternatif var dedi durdu bakalım şimdi ne yapacak, yani işin aslı şu "ŞİMDİ ERGİN ATAMAN DÜŞÜNSÜN"...

Son olarak da bizim magazincilere iki lafım var Kim Kardashian ın kardeşi ile evli olan Lamar Odom transferi de yattığı için İstanbul gecelerindeki kovolamaca planlarınız da suya düştü iyi oldu size boş beleşçiler...

25 Aralıkta hava atışı yapılıyor, diğer detaylar sonra yine burada panpa...

Cumayı Kaçırdık Cumartesi Pazara Bakalım,Yayın Çok La !!



26 Kasım Cumartesi

13:00 Samsunspor - Antalyaspor (Ligtv)
13:30 Anadolu Efes-Karşıyaka (Ligtv 3)
14:45 Stoke City - Blackburn Rovers (Ligtv 2)
16:00 Orduspor - Mersin İdman Yurdu (Ligtv)
16:30 Borissia Dortmund - Schalke 04 (TRT Haber
17:00 Manchester United - Newcastle United (Ligtv 2)
17:00 Chelsea - Wolves (Ligtv 3)
19:00 Galatasaray - Sivasspor (Ligtv)
19:00 Rayo Vallecano - Valencia (NTV Spor)
19:30 Arsenal - Fulham (Ligtv 3)
20:00 Adanaspor - Tavşanlı Linyitspor (TRT 3)
21:00 Real Madrid - Atletico Madrid (NTV Spor)
21:45 Lazio - Juventus (Euro Futbol)

21:45 Atalanta - Napoli (Smart 3D)
23:00 Getafe - Barcelona (NTV Spor)

27 Kasım Pazar

13:00 Real Betis - Real Sociedad (NTV Spor)
13:00 Eskişehirspor - Ankaragücü (Ligtv)
13:00 Büyükşehir Bld - Gaziantepspor (Ligtv 2)
13:30 Mersin BLD-Fenerbahçe Ülker (Ligtv 3)
13:30 Boluspor - Kartalspor (TRT 3)
13:30 Giresunspor - Denizlispor (TRT 1)
15:30 Swansea City - Aston Villa (Ligtv 2)
15:30 Galatasaray-Trabzonspor(Ligtv 3)
16:00 Manisaspor - Kayserispor (Ligtv)
16:00 Sakaryaspor - Çaykur Rizespor (TRT 3)
16:00 Gaziantep BŞB - Bucaspor (TRT 6)
16:00 Fenerbahçe-Galatasaray (GS TV)
16:00 Siena - Inter (Euro Futbol)
16:00 Palermo - Fiorentina (Smart 3D)
16:30 Werder Bremen - Stuttgart (TRT Haber)
17:00 Levante - Sporting Gijon (NTV Spor)
18:00 Liverpool - Manchester City (Ligtv 3)
19:00 Trabzonspor - Beşiktaş (Ligtv)

20:00 Göztepe - Kayseri Erciyesspor (TRT 3)
21:45 Milan - Chievo (Euro Futbol)
22:30 Zaragoza - Sevilla (NTV Spor)

28 Kasım Pazartesi

20:00 Karabükspor - Bursaspor (Ligtv)
20:00 Elazığspor - Kasımpaşa (TRT 3)

21 Kasım 2011 Pazartesi

Nosdalcik,1985 Nba All-Star


Bir zamanlar böyle bir smaç yarışması olmuş. Evet bu resim photoshop falan değil, gerçeğin teee kendisinden ibaret. Tamam daha ben o zamanlar tohumları yeni atılmaya başlanmış, üzerinde çalışmalar yapılmaya başlanmış üzerinde emek harcanmış bir yetenek olarak dünyaya gelmek üzereydim ve bu dunkları izleyemedim. dunk ne lan!!! Ama olsun şu resim bile o heyecanı yaşatıyor panpalar...

Soldan sağa ayaktakiler ve oturanlar diye başlayamıyorum çünkü yalan yok hepsini tanımıyorum ama tanımam gerekenleri abilerimi amcalarımı çok iyi tanıyorum...

Clyde Drexler, Michael Jordan, Julius Erving, Dominique Wilkins sanırım yeterli gerisini merak eden arayan bulur arkadaş beni bağlamaz...

Nosdalcik diye madem sizleri aramızda gördük, alın size "nosdalcik", "nostaljik", "nosdaljik", "nostalcik" cik cik jik bir jpg

1977 Phil Emice

20 Kasım 2011 Pazar

İnönü de 11'ler, Ayhan ve Aurelio'ya Rağmen !!

Bu ne lan böyle yamuk yumuk diziliş yapmışın diyenleri maçtan sonra da burada görmek isterim. Ne oynuyorlarsa nasıl oynuyorlarsa öyle dizdik. Biz de biraz bu işi takip ediyoruz izin verirseniz. Hadi canım...

Kendi kendime tribe bağlayarak kadroları verdim ama maçta hiçbir gerginlik olmayacağını biliyorum, zaten deplasman seyircisi diye bir şey yok. Ama çok güzel bir oyun olacağını ve gollü geçeceğini düşünüyorum. Hadi bakalım. Linkler takılmasın, yayın donmasın, elektrik gitmesin vs...



17 Kasım 2011 Perşembe

Ekran da maç yarın öbürgün, diğergün, güngün

18 Kasım Cuma
20:00 Mersin İdman Yurdu - Trabzonspor (Ligtv)
21:30 Kaiserslautern - Bayer Leverkusen (TRT HD)

19 Kasım Cumartesi
13:00 Ankaragücü - Karabükspor (Ligtv)
13:30 Giresunspor - Konyaspor (TRT 3)
14:45 Norwich City - Arsenal (Ligtv 2)
15:00 Pınar Karşıyaka – Fenerbahçe Ülker (Karşıyaka Spor Salonu)
16:00 Kayserispor - Orduspor (Ligtv)
16:00 Gaziantep BŞB - Kayseri Erciyesspor (TRT 3)
16:30 Borissia Mönchengladbach - Werder Bremen (TRT Haber)
17:00 Manchester City - Newcastle United (Ligtv 2)
19:00 Fenerbahçe - Eskişehirspor (Ligtv)
19:00 Sakaryaspor - Karşıyaka (TRT 3)
19:00 Villarreal - Real Betis (NTV Spor)
19:30 Bayern Münih - Borussia Dortmund (TRT HD)
19:30 Swansea City - Manchester United (Ligtv 3)
21:00 Barcelona - Real Zaragoza (NTV Spor)
23:00 Valencia - Real Madrid (NTV Spor)


20 Kasım Pazar
13:00 Real Sociedad - Espanyol (NTV Spor)
13:00 Antalyaspor - Büyükşehir Bld (Ligtv)
13:00 Sivasspor - Gençlerbirliği (Ligtv 2)
13:30 Boluspor - Bucaspor (TRT 1)
13:30 Akhisar Belediyespor - Tavşanlı Linyitspor (TRT 3)
13:30 Güngörenspor - Kartalspor (TRT 6)
15:00 Tofaş – Galatasaray Medical Park (Bursa Atatürk Spor Salonu)
16:00 Adanaspor - Kasımpaşa (TRT 3)
16:00 Gaziantepspor - Manisaspor (Ligtv 2)
16:30 Stuttgart - Augsburg (TRT Haber)
18:00 Chelsea - Liverpool (Ligtv 3)
18:30 Hamburg - Hoffenheim (TRT HD)
19:00 Beşiktaş - Galatasaray (Ligtv)
19:00 Sevilla - Athletic Bilbao (NTV Spor)
19:00 Çaykur Rizespor - Denizlispor (TRT 3)
21:00 Atletico Madrid - Levante (NTV Spor)

21 Kasım Pazartesi
20:00 Bursaspor - Samsunspor (Ligtv)
20:00 Göztepe - Elazığspor (TRT 3)
22:00 Tottenham - Aston Villa (Ligtv 3)

16 Kasım 2011 Çarşamba

Abdullah Avcı'nın 49 Kişilik Kadrosu,Tavsiye,Demedi Deme Diye

KALECİ-5


Volkan(herşeye rağmen)-1981
Onur-1988
Cenk-1988
Tolga-1983
Sinan-1988

Dünyada bu kadar iyi bir  kaleci rotasyonuna sahip başka bir ülke var mı diye bakınıyorum sanırım yok. Arjantin? 1. kalecisi bizim şu kadroda rotasyona giremez. Brezilya, Julio Cesar dışında var mı? Gomes mi geç!!  İspanya? Casillas yaşlandı sıra kimde Valdes mi götümle gülerim, De Gea daha o seviyede değil.. Almanya, sevmiyorum olum siziii... İtalya, Buffon arkasında yıllardır kimse yok.. Neyse bu liste uzar gider. Sonuçta kalede sıkıntı yok abicim.

DEFANS-15

Stoperler-8                                     Kanat Bekleri-7
Ömer Toprak-1989                        Gökhan Gönül-1985
Serdar Kesimal-1989                     Sabri(sadece sağbek olarak yazdım yanlış anlama "sağbek")-1984
Serdar Aziz-1990                           Kamil Ahmet Çörekçi-1992(dikkat)
Egemen-1982                                 Hasan Ali-1989
Ersan Adem Gülüm-1987               Caner-1988
Eren Güngör-1988                         Gökhan Süzen-1987
Semih Kaya-1991(dikkat)               İsmail-1989
Emre Güngör-1984                                                        

Yıllardır hep aradık, isyan ettik nereden buluyoruz bu kazmaları, niye yetiştiremiyoruz geriden oyun kuramayan savunmacıları diye hep tantana ettik, kafa ütüledik durduk. Al işte sana geriden oyun kurabilen, altyapısı sağlam, mücadeleci, genç yaşta, gelişime açık, liderlik yapabilecek, silip süpürebilecek....
Kanat beklerinde yine Sabriyi görenler, bana giydirdiler adım gibi eminim ama kimi yazacaktım sağbek için Gökhandan başka onun alternatifi olabilecek bir isim var mı? Ama itiraf etmek gerekir ki kanat beklerinde bi sıkıntı var gibi duruyor, tabi performanslarla bu sıkıntılar aşılabilir. Kamil Ahmet Çörekçiye dikkat!

ORTA SAHA-21

Merkez Orta Saha-10                  Hücumcu Kanatlar-11
Selçuk İnan-1985                       Arda-1987 
Nuri-1988                                  Gökhan Töre-1992
Necip-1991                                Tunay-1990
Mehmet Topal-1986                   Kazım-1986
Alper Potuk-1991(dikkat)           Ozan İpek-1986
Mehmet Ekici-1990                    Volkan Şen(akıllanırsa)-1987
Engin Baytar-1983                      Mehmet Topuz(her yerde oynar)-1983
Ceyhun Gülselam(!)-1987           Özer(alt yaşlarda fenaydı)-1986
Yiğit İncedemir-1985                   Olcan-1985
Yekta Kurtuluş-1985                   Deniz Naki-1989(dikkat)
                                                   Furkan Özçal-1990

Bol alternatifli, çoktan seçmeli, kafana göre, keyfine göre isimler, yok yok, bi Xavi bi İniesta eksik...

Eğer bir oyun kurucuya dayalı bir sistem ile oynayacaksak Mehmet Ekici ya da U-17 de ki rolü itibariyle Nuri Şahinden bu tür bir sorumluluk almalarını ve bunun için ısrarlı olmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu orta rotasyonunda 91 doğumlu Alper Potuk dikkat edilmesi gereken bir isim!!

FORVET-8

Burak-1985
Umut Bulut-1983
Semih(takımında oynadığı sürece)-1983
Mevlüt-1987
Mustafa Pektemek-1988(dikkat)
Cenk Tosun-1991
Muhammet Demir-1992(dikkat)
Sercan(akıllanırsa)-1990

Hala bir Hakan Şükür'ümüz yok olmadı olmayacak da zaten aramayı bırakıp yeni gol makineleri yaratmaya bakmalıyız, ben Pektemekten çok ümitliyim ama şans bulması oynaması lazım hadi çocuk zorla kendini, Muhammet Demir için ne söylesek az bu yaşta gerçekten çok iyi bir futbol bilgisi üstüne koyarsa kral olmaması için hiçbir sebep yok..




Şimdi %100 Futbol programında Abdullah Avci'yi da dinlediğimiz zaman benim gibi böyle 49 tane isim vermedi ama 85-91 doğumlulardan oluşan bir kadro oluşturacağız dedi. 81-82 doğumlulardan da faydalanacağız dedi yani bana katıldığını benim gibi düşündüğünü belli etti. 81-82 doğumlular demişken misal Emre'nin milli takıma çağrılacağını artık sanmıyorum en azından öyle ümit ediyorum. Bu durum hal ve gidişine bağlı olarak Volkan Demirel için de geçerli.

Bu arada yabancı kökenli oyuncular için de misal Nobre, Vederson gibi biri daha vardı hatırlayamadım neyse onlar için de kapının açık olduğunu belli etti. İşte burada Apodan ayrılıyoruz. Ben kesinlikle karşıyım yabancı oyuncuya ayar oluyorum. Ama yine de yeni gelmiş bir hocanın iyi niyetine sığınarak kimseyi karşısına almamak için böyle bir tavır aldığını düşünüyorum.

Umarım milli takım kadroları açıklandığında tüm hakedenlerin ve şu listenin dahilinde olan kadroları ekranlarda görürüz. Yoksa yine Selçuk Şahinler, Çağlar Birinciler, Hakan Baltalar, Gökhan Zanlar bu kadroda yer alacaksa Sabri yine orta sahanın ortasına demir atacaksa, Serdar Aziz, Necip, Pektemek, Töre vs. oyuncular artık kadroda  olmayacaksa yine yabancılardan medet umacaksak kusura bakma ama Abdullah Avcı niye geldin, Hiddink sen niye gittin o zaman deriz.

Ama eminim ki Apo hoca güzel bir derleme ve analiz yapıp bunu doğru bir planlama ile birleştirdiği zaman 2014 Dünya Kupasında sahada top oynayan ama sadece top oynayan bir takım göreceğiz buna inanmayan kimse yoktur şu anda umarım hazırlık maçlarıyla-ilk maç 29 şubatta,sonra sezon sonu kamp var-bunun sinyallerini alırız.

En azından şunu bir düşünmesini isterim hocanın; bugün bilmem kaç Kasım 2011, 3 yıl sonra 2014'te atıyorum DK ilk maçında Maracanada 100.000 kişi önünde nasıl bir Türk milli takımı ile oynamak istersin?

Hala ızdırap verenlerden dolu, dan-dun futbol anlayışı, karambol yaşam tarzı, peş peşe 5 pas yapamayan,  konsantresi eksik, heyecandan yoksun bir takım mı yoksa artık......

İşte bu ....... 'yı sen dolduracaksın ki biz de sana gereken desteğin kralını vereceğiz ve sen orada dimdik duracaksın tamam mı Apo hoca anlaştık mı?

Aslında bu soru ile postu bitirmek hoş olurdu ama huyumdur kadrolar vermeden bitiremem elimde değil durduğum yerde 11ler yazarım sağa sola ve yine yazıyorum buraya...

2014 DK MARACANA İLK GRUP MAÇI 11;

Onur; Kamil,Ersan,Ömer,İsmail; Nuri,Alper,Necip; Arda,Gökhan Töre,Muhammet Demir

İmkansıza yakın bir 11 kurdum farkındayım.. Bi tane de daha olabilir bi 11 kurayım

Onur; Gökhan,Ömer,Serdar Kesimal,İsmail; Nuri,Mehmet Topal,Mehmet Ekici;Arda,Gökhan Töre,Burak

Bence Onur,Ömer Toprak,İsmail,Nuri,Arda,Gökhan Töre banko isimler gerisi Apo hocaya kalmış...

Bi de sen kur istersen kurmak bedava=)


11 Kasım 2011 Cuma

Hırvatistan maçı 11'i belli oldu, Oğuz Çetin Stayla

100 bin milyon milyar kez söyledim, söyledik, söylüyoruz ve söyleyeceğiz de olum bak; Sabri Sarıoğlu sağ bek dışında hiçbir yerde oynayamaz oynatılmamalıdır. Ama inat edercesine sıçıp sıvamak inadı adına bu çocuğu burada oynatmak bile bile intihar mı yoksa inatlaşmak mı ne lan bu? Ama yok bu kadroyu Hiddink yapıyorsa demek ki beyni artık gereği kadar çalışmıyor, ama o yanındaki yandaşçısı Oğuz ne bokumu yiyor acaba demiyor mu hoca bu Sabri burada oynamaz, bak gel burada Mehmet Topal oynasın ya da Hamit ortaya çekelim Gökhan Töreyi oynatalım bak hoca aklını başına gel bu son şansın hayatta herşey para değildir, iyi düşün bi kere kovuldun bi daha mı kovulmak istiyorsun, hiç mi gururun yok hoca demez mi? Ama yok onun da umrunda değil ki adam salla başını al maaşını ulan yuh beee. Neyse yaa akşam maçtayız, inşallah bu kadro çıkmaz. Sabri, Balta ve Giray'ın yerine Topal, İsmail ve Ömer Toprak başlar da 1-0 yada 2-0 alırız diyorum.


7 Kasım 2011 Pazartesi

Bir Zamanlar Barbaros Hayrettin




benim bir taragim var

bak işte bak, bu tarak
tararım saçlarımı
hep aynaya bakarak



senin taragin var mi?
lan bu ne biçim tarak
dağınık kalsın bırak
kel başa şimşir tarak



tarak cok onemlidir
pek de marifetlidir
saçlara dans ettirir
sen de seyret ve dans et



`benim bir sevgilim var
o tarağı çok sever`
tararken saçlarını
benim şarkımı söyler



herkesin bir zevki var
benim zevkim de tarak
zaten bir taragim var
bak işte bak, bu tarak



herkesin bir zevki var
benim zevkim de tarak
zaten bir tarağım var
bak işte bak, bu tarak



4 Kasım 2011 Cuma

Schreider'ın Planları İnşallah Tutar, 4-5-6 Kasım Farketmez !!

Merhaba ben casper, arada bi' uçuyorum ama bu sefer çok belli ettim galiba..!


4 Kasım Cuma
19:00 Karşıyaka-Türk Telekom (Ligtv 3)
20:00 Sivasspor - Fenerbahçe (Ligtv)
20:00 Samsunspor - Ankaragücü (Ligtv 2)
21:30 Mainz - Stuttgart (TRT HD)
21:30 Panathinaikos-Zalgiris (Ntvspor)


5 Kasım Cumartesi
13:00 Manisaspor - Antalyaspor (Ligtv 2)
13:00 Orduspor - Gaziantepspor (Ligtv)
13:30 Hacettepe-Galatasaray (Ligtv 3)
16:00 KDÇ Karabükspor - Eskişehirspor (Ligtv)
16:30 Borissia Dortmund - Wolfsburg (TRT Haber)
19:00 Galatasaray - Mersin İdman Yurdu (Ligtv)
19:00 Mallorca - Sevilla (NTV Spor)
19:30 Leverkusen - Hamburg (TRT HD)
23:00 Levante - Valencia (NTV Spor)


6 Kasım Pazar
13:00 Büyükşehir Bld - Bursaspor (Ligtv)
13:00 Real Madrid - Osasuna (NTV Spor)
13:30 Efes-Banvit (Ligtv3)
16:00 Trabzonspor - Kayserispor (Ligtv)
16:30 Beşiktaş Milangaz-Fenerbahçe Ülker (Ligtv3)
16:30 Hannover - Schalke 04 (TRT Haber)
18:30 Augsburg - Bayern Münih (TRT HD)
19:00 Gençlerbirliği - Beşiktaş (Ligtv)
21:00 Athletic Bilbao - Barcelona (NTV Spor)
23:00 Getafe - Atletico Madrid (NTV Spor)

Bir Ankaragücü Yazısıdır


9 hafta geride kaldı ve sadece 1 puanı var. Sezon başındaki hedefleri ile şimdiki hedefleri arasında çok büyük farklılıklar var. Aslında bu hedef farklılığı her sezon böyle yol alıyor ama sezon başında ki kadro ile şimdiki kadro arasında uçurum var o yüzden bu sene daha keskin bir belirginlik söz konusu oldu.
Aslında ‘9 hafta geride kaldı sadece 1 puanı var’ demesem hedef farklılığında ki tanımlamadan yola çıkarak bunu tüm Anadolu takımları için yapabiliriz. Sonuçta her takımın bir hedefi var ama kaç tanesi gerçekçi hedefler koyuyor bunu da göz önünde bulundurmak lazım.
Her neyse bahsettiğim takım başkentimizin sarı-lacivertli ekibi eskilerin Büyük Ankaragücü’sü ama şimdikilerin küçültmek için elinden geleni yaptığı artık zavallı hale gelmekte hızla yol alan 101 yıllık koca çınar…
Hedefler demişken sezon başındaki kadro kalitesi ile sahaya çıkabilecek olan; Özden, Uğur, Rajnoch, Ediz, Özgür, Adem, Hürriyet, Sapara, Sestak, Vittek, Tekke gibi bir kadro varken şimdi hücum hattı diye bir şey yok ortada gol atacak adam yok. Haa pardon var Ergin var. Laa bir yürü git olum yaa sen git paintball oyna, orada mikrofonlara show yap yaaa…
Şaka gibi arkadaş !!
Ben Ankara doğumluyum ve altyapısında oynamaya başladığım günden beri bu kulüpte kaos, hesaplaşma, kavga, gürültü,  anlaşmazlık gibi aklına gelebilecek olumsuzluk adına ne varsa yaşanıyor. Ama kimse de demiyor ki ‘yeter lan 100 yıllık kulüpsünüz, başkenti temsil ediyorsunuz, adam akıllı durun durduğunuz yerde yoksa şöyle böyle’… tabi böyle tehdit vari olaylar yaşamak hiç de hoş olmaz ki zaten bunu yapabilecek birisi de yok. Ama ben keşke böyle birisi olsa şu Ankaragücü adam akıllı bir kulüp olsa diyorum.
Derken bu kaosun, kavga-gürültünün, belirsizliğin 1 saniye bile eksik olmadığı bu kulübün öyle bir seyircisi var ki inanamazsın. Mesela bir tezahürat var, “ne yağmur ne çamur dinler severse gönülden sever adamı bilmem ne” diye devam eden ama orada ki o ‘yağmur ve çamurun anlamı o kadar büyük ki boşuna söylemiyorlar.
Kulübün en etkili branşı futbol ve zaten Ankaragücü denilince kimsenin de aklına başka bir spor dalı gelmez. Belki son yıllarda voleybol takımı var dersin ama o da son yıllarda hatta o da küme düştü mü ne, neyse konuyu saptırmayalım.
Bak şimdi…
Bu futbol takımı sezonu açar. Taraftar oradadır, elinde baklavası ve çiçeği ile kız istemeye gider gibi hazırlanır ve sezon açılışı için futbolculara destek verir, basar tezahüratını görevini yapar. “Bıraktım işi gücü saldır Ankaragücü, ooooooooo”(1)
2008-2009 yılı sezon açılışı

Takım tesislerde hazırlık maçı oynar, taraftar organize olur akşam iş çıkışında toplanır hurraaaa… O tesislerin küçük sahası var ya tribünü bile olmayan tellerle çevrili olanlardan, hah işte o, onun etrafını doldurur, pankartlar, meşaleler, tezahüratlar… “Bıraktım işi gücü saldır Ankaragücü, oooooooo”(2)
Bu arada taraftar heveslenir, hem yeni sezon heyecanı hem de takımdan dolayı, hani transfer sezonu falan diye beklenti içine girer hem de bir bok olmayacağını bile bile hem de kendini bile bile kandırarak heveslenir.
Derken takım yurt dışı hazırlık kampı için Avusturyanın feşmeken kasabasının bilmem neresinde kampa gidecektir. Hop! O kendini başarı diye kandıran garibim Ankaragüçlü var ya, o, ya tesislerde takımı havaalanına götürecek olan otobüsü uğurlar, bilemedin havaalanından takımı uğurlar, ama affetmez kesin uğurlar. “Bıraktım işi gücü saldır Ankaragücü, oooooooo”(3)
Takım yurt dışındayken de boş durmazlar burada bir dernek bi koşuşturma vardır, her şey Ankaragücü bir gün o istenen özlenen takım olsun diyedir. Koşuşturma derken mesela yönetimle kombine kavgasına girerler ki sonuna kadar da haklıdırlar ama yönetim hatta benim gördüğüm yönetimlerin tamamı kavgasız, gürültüsüz iş götürmediği için bu işi de sonuna kadar kavga ile halletmeye çalışır. Ama bilmez ki o cefakar garibim Ankaragüçlü 3 kuruş maaşından parayı ayırmış kulübün kasasına gitsin diye kombine parasını ayırmıştır bile !!! “Bıraktım işi gücü saldır Ankaragücü, oooooooo”(4)
Sezon öncesi antreman ziyaretinde desteğe gelen, karşılıksız seven Ankaragüçlüler
Tsyd’nin geleneksel Ankara şubesi turnuvası olur ve maçlar 2 gün oynanır. Taraftar yerindedir. Dimdik, enerjik ve ona benzer şeyler en önemlisi heveslidir hevesli. O 2 gününü ayırır 180 dakikayı 48 saat gibi yaşar. Gereğini yerine getirir ve rica edip acı gerçeğin farkında olsa da hevesini yanına alır, atkısını sallaya sallaya gençlik parkına, ulusa doğru yolunu alır ve bazısı karanlığa karışır bazısı derneğe bazısı kızılaya doğru akar gider. “Bıraktım işi gücü saldır Ankaragücü, oooooooo”(5)
Sezon başlar 3-5-7-10 devre biter takım malum düşme potasındadır. Zor bela kombine bastırmayı yönetime kabul ettiren o Ankaragüçlü için düşme potası veya basket potası fark etmez o hep yerindedir o yeri kimseye vermez vermeye de niyeti yoktur vermeyecektir. Devre arası bir kaos olur, bir olağanüstü kongre, bir canlı yayında birbirini tehdit eden ispiyonlayan yalanlayan yöneticiler, bir tuhaf tuhaf açıklamalar vs. taraftar doğal olarak etkilenir. Forumlarda sikerim sokarım gitmiyorum lan maçınada der, dayanamaz yalnız bırakamaz sevgilisini yine yerini alır. “Bıraktım işi gücü saldır Ankaragücü, oooooooo”(6)
Haa içinde kendi kendine de hesaplaşmaları vardır. Tamamı cefakar değildir aralarında rant peşinde olan “götveren, yalama, yoppoloş” özelliği olanlarda vardır. Mesela bir maraton tribününde 167 tane farklı grup mu olur, olmaz deme, var,  inanmıyorsan gel 19 mayısa gör. Bir taraf Bursaya kardeş der diğer taraf yok der, bi taraf Ankaragücü sen çok yaşaaaa der bi taraf saldırın durmadan der, bi taraf hakeme giydirir bi taraf yönetime indirir, bi taraf iyi gününde kötü gününde hep beraberiz der bi taraf bertaraf....Ama şöyle bir şey var. Kim rantçı kim seyirci kim gerçek Ankaragüçlü o da bellidir ki belki de bu her şeyden önemlidir. Tabi şu an ki duruma olumlu yansıma yapabilecek bir durum değil ama taraftarlık olgusuna etki yapabilecek bir unsur.(!) Bu paragrafta aynı tezahürat maalesef yükselmez ki şimdiye kadar yükselmedi de. Bu paragrafa gidecek sesin özeti şudur; bi taraftar başkana veya yönetime lehte tezahürat yaparken diğer taraftar sadece “sarını yanına lacivert koydum, yıllardan beridir” diye devam eder.(7)
Velhasıl her sezonun sonunda es kaza bir karambole inat edercesine Ankaragücü götü yırtar bir şekilde ligde kalır. O, sezon başında çiçekle-tatlıyla sezonu açan, 3 kuruş maaşından kombine parasını ayırıp kulübe kavga dövüş kombine bastırtan, olağanüstü her durumda yalan dolana rağmen tribünde olan, iç hesaplaşmaları kenara bırakabilen ve karşılıksız destek verebilen taraftardır kümede kalan, bu takımı bu ligde tutan, yoksa Ankaragücü kulüp olarak şu anda amatör kümeye düşmüştür. Buraya gitse gitse “en büyük taraftar futbolcular sahtekar” gider diyeceğim ama futbolcunun da bir günahı yoktur.
Daha sezon içinde ne harikalar ne harikalar yaşanır ki tadından yenmez. Sezon içinde hatta dur dur sezon başı kampında daha maç oynanmadan TD istifa eder ya da gönderilir, sezon 3-4 farklı hocayla tamamlanır, Türkiye’ye gelen en kalitesiz yabancılarla mücadele edilir ve tonlarca para ödenir, futbolcular parasını alamaz, yönetim de artık iki başlılık değil 322 başlılık ortaya çıkar falan pişman işte, daha nicesi var da aklıma gelmiyor.
İnadına heveslenen garibim Ankaragüçlü bir amcamız
Sonuçta Türkiye Avrupa ülkeleri içinde başkentinden şampiyon çıkaramayan tek ülkedir. Bunu da benim duyduğum ilk dile getiren o cefakar, delikanlı, sikerim kaosu ben sarının yanına laciverti koyar keyfime bakarım diyen taraftarı satıp giden Ersun Yanal söylemiştir. Adım gibi de eminim yeri değil ama Ersun Yanal o sezon takımdan giderek hayatının hatasını yapmıştır. Her neyse o konuya bilara geliriz.
Aslında Ersun Yanal demişken, işte o sezon ki Ankaragücüdür aslında her sezon olması gereken ve bu taraftara layık olan. 4 büyüklerin tamamını yenmiş olan, İnönü’den ve Ali Sami Yenden galibiyetle dönmüş, fenere 3, trabzona 4 atmış olan Ankaragücüdür Ankaralının asıl görmek istediği takım. Hatta pankartı bile vardır da millet hemen demiştir ki bak lan hemen götleri kalktı diye ama cuk oturan bi pankarttır; “3.lük 4.lük yakışmaz bize, şampiyonluk yakışır Ankaragücü’ne
Bu yazı uzar gider, hani dedim ya işte budur Ankaralının görmek istediği takım diye. Yok lan yok, öyle bir şey yok. Ankaralının görmek istediği takım Kayseri, Antep hatta İstanbul Bld. gibi artık kemikleşen bir ekonomik yapısı, futbolcu-TD istikrarı olan bir takımdır gerisi zaten boştur filli fotodur.
Demem o ki o kayseri takımının iyi bir kadrosu vardır ama seyircisi bedava yapsan gelmez. Ama burada affedersin boktan bir takım var ama öyle bir taraftar var ki bana kombine basacaksın bende bu parayı kulübe vereceğim diye kavga-dövüş didinen ve statta ne olursa olsun yerini alan bir taraftar var. Aha kayseri takımı Ankaragücü’nde olsun banko ilk 4 kaçarı yok.
Sonuçta bu Ankaragücü bu sene küme düşebilir, hatta düşecektir de çünkü lig dengesi, kadro kalitesi, yeterliliği falan göz önünde bulundurursan kaçınılmaz son yaklaşıyor demektir. Haaa düşmeye de bilir işte onu yine yeniden ve her zaman ki gibi sağlayacak olan Ankaragücü taraftarı olacaktır Anti-X, Gecekondu, Sol Kapalı, Sokak, Mahalle, Semt bilmem ne ama bu sene o güç bile yetmeyecek gibi görünüyor.
Aslında şu anda takım yine düzlüğe çıkabilir devre arası 2 tane forvet transferi ile bunun gerçekleşmesi mümkün ama bunu da Ziya Doğan ile yapabilmek imkansız. Onun devre arasında yapacağı transferler; Ayman, joker lakaplı Adnan, odun Erdinç gibi savunmaya yönelik oyunun içine sıçan tipte adamlar olacaktır.
Bak düşün asıl antrenörde çok büyük sıkıntı var ve taktiksel çok büyük hatalar var ama ben ki taktiksel dehayım şunun şurasında ama 2 kelam edemedim. Niye? Çünkü takımdan önce kulüp bir karar veremedi ki düşelim mi kalkalım mı tamam mı devam mı diye ne ayaksınız olum, taraftarla oyun olmaz adamı anında indirir oradan ona göre…
Yoksa yönetimsel sorunların çözümünün ardından transferden önce Ziya Doğan ile yolların ayrılıp bir daha Türk futbolunun o ve onun gibilerin elinden alınması lazım. Bu konuda çok ciddiyim haa makara falan yapmıyorum. Açık ve net Ziya Doğan ve onu gibiler bu işten bayağı bayağı ekmek yiyorsa ben burada bu saatte gece vardiyasında niye kendimi yoruyorum arkadaş bende yaparım onun yaptığını ve hem de kat be kat iyisini yaparım bilen bilir.
Son olarak 101 yıllık şu koca çınarda istikrar adına söylenebilecek tek söz Musa Cimilli'den başkası değildir. Sevenin çok sevmeyenin yok devam et panpa !!