18 Ekim 2014 Cumartesi

Cumartesi Eki:Çıtı Çıkmayan Derbi Olur Mu?

Tarihin en iddiasız görünen ama hakemin maçın ilk düdüğünü çalacağı an ile tansiyonun zirve yapacağı bi' klasik Gaaassaray-Fener derbisini; sporcunun, zeki, çevik ve ahlaklısını severim diyen ecdanın torunları olarak ortamı germek, nefreti kusmak, kinlenmek için bekliyoruz. Hayatımız çelişki sayın seyirciler!

Son yıllarda saha içinde yaşanan gerginliklere parası olduğu için futbolu bildiğini düşünenlerin saha dışında karşılıklı basın açıklamaları eklenince ligin Gaassaray-Fener kavgası farklı boyutlarda tartışılan bi' ikilem oldu.

Mesela öyle bi' kafaya geldik ki milli maç öncesi sakatlanan Burak Yılmaz için, arkadaşım bilerek kadrodan çıktı diyor. Ben niye dediğiminde Fener maçı var o yüzden bilerek risk almadı diyor. Bende yılların getirdiği gazla diyorum ki "Fener maçı mı Letonya maçı mı önemli" diye karşılaştırma yapıyorum. Milli formayı 3 puanlık maç ile aynı kefeye koyup saçmalıyorum. Ama gazı öyle almışım ki tutabilene aşk olsun.

Diyorum ki; Ver Fanı Gitsin

Burak, Letonya ve Çek maçlarında oynasaydı özellikle de Letonya maçında Umut'un kaçırdıklarını görünce gerekirse kıçına çarpar olmazsa penaltı alır o maçı yine alırdı çünkü golcü şansı var ama çok önemli değil. Yarın-bugün çıkıp Fenere 2 tane atsa bizim için tek kral o, acı ama gerçek bu. Çünkü Fatih Terim'in bu ülkeye antipatikliği getiren 3 kişilik ekipte yer alması zamanla durumun bu hale gelmesine neden oldu. Olmadı diyen bekleme yapmasın, Norveç uçağı kalkıyor kaçırırsa Seul aktarmalı İsveç uçağı var!

Gaassaray-Fener bu ülkenin gerçeğidir, 2 büyük sivil toplum kuruluşu toplamda 50-55 milyona nüfusa tekabül ediyor ki bunu kimse inkar edemez. Sen istediğin kadar sezonun adını Süleyman Seba yap, kolay değil.

Bugün medyada, ekşide, twitte mivitte herkes çok sakin bi' derbinin olacağını düşünüyor ve umut ediyor. TFF zaten 50 bin kişilik statta 22 bin kombine yanında sadece 6-7bin passoliglinin maça geleceğini duydu göbek atıyor, olay olmayacak gerginlik olmayacak diye demek ki hala o formaların ağırlığını anlayamamışlar. Biz olay olsun, ortalık karışsın demiyoruz ama senin passoligin yüzünden o tribünler boş kalıyorsa bi zahmet tüpün altını kapat da adam akıllı bi' düşün biz nerede hata yaptık hocam diye?

Federasyon ve onun gibi düşünenler kasmasın, bugün Gaassaraylıların ve Fenerlilerin atar yaptığı tek maç hala birbirleriyle oynadıkları maçtır. Sen ister tivitinde istersen televizyonunda "dünya derbisi ama kim izliyor?" diye goygoy yap, koskoca Eric Cantona bunun belgeselini çekti lan o zaman niye sesiniz çıkmadı? Lan ne adamlarsınız siz. Çedju bile geleli 2 yıl oldu bu maç farklı kazanan İstanbulun kralı olacak diyor.

Şimdi 3. rakip takım taraftarlarının bahanesini de söylemeden geçmek olmaz.
"Ya Gese-Febe maçları futbol olarak çok zevksiz oluyor yaaaaa"
Tam olarak bunu söylüyorlar. Öncelikle şunu sormak lazım 3. rakip takım taraftarına, sizin kaç sene İngiltere Premier Lig şampiyonluğunuz var da futboldan ve oyundan bahsediyorsunuz. Ayrıca derbi demek zaten önce futbol demek anlamına gelmez. Boca-River, Oly-Pana, Cel-Rang hangisinde olağanüstü bi' futbol var, hiçbirinde. Ortak noktamız ne; gerginlik, atmosfer, sinir stres, adrenalin, titreme, tırnak yeme vs..

Ha, futbol kalitesi dersen onu sadece Barca-Real maçında bulursun o da paranın gücü ile ortaya çıkan bi' durum, 2 arabın bu işe girmesine bakar anında kalite de gelebilir memlekete merak etmeyin.

Sonuçta siz Barca-Real maçının yalamasını yapar Suarez'in oynayıp oynamayacağını tartışır, Ronaldo mu Messi mi diye gına getiren tartışmaya girersiniz ama iş reytinge gelince GeSe-FeBe diye yanıp tutuşursunuz.

Taktiksel olarak maça yaklaşmak bu derbi için her ne kadar sakin bi' ortam olsa da çok sağlıklı değil. Çünkü 3. dakikada bi' Emre-Melo teması o an tüm stadı gerip kayışı koparır ve tüm taktiksel hesaplar alt üst olur. 

Galatasaray da milli takımda kesik yiyen Selçuk ve sakatlıktan döndüm diyen bağıra bağıra gelen Hamit'in yan yana göstereceği performans önemli. Hamit'in sağda Olcan'ın sağda oynaması bekleniyor. Eğer Telles oynamazsa Muslera, Çedju, Melo, Sneijder'den sonra 5. yabancının milli maçta 90 dakikayı golle süsleyen Dzemailinin solda oynaması gerektiğini düşünüyorum. Defans için solda Telles olmazsa Balta diyorum bu da şart. 

Fenerbahçe de İsmail hoca maçı kafasında oynamış bitirmiş. Skoru söylemiyor ama alt mı üst mü olacak onu söylese bari. Volkan sakatlığına rağmen oynayacak bu performansına etki eder mi, belli değil. Caner'in performansı feneri ileri taşır, eğer Caner pasif kalırsa Webo, Kuyt vs bunlarla olmaz. Emenike yedek başlayacak bu ağır gaassaray savunması için iyi haber, Webo muhtemel Fenerbahçe TT Arena planında zayıf halka olacak gibi. 

Böyle konuşuyoruz ama düşük çalınca maç öncesi pollyanna yarışı yapanlar, gözü dönmüş birer avengers olabiliyor. 

Bence GS; Muslera, Tarık, Çedju, Semih, Balta-Melo-Hamit, Selçuk, Sneijder, Dzemailli-Burak veya Umut olmalı

Bence FB; Volkan, Gökhan, Alves, Kadlec, Caner-Topal, Emre-Kuyt, Diego, Alper- Sow olmalı 

8 Ekim 2014 Çarşamba

Çek ve Letonya Oradan

            Kim bu takımı desteklemek istiyor?

2008 de mucizevi galibiyetlerin getirdiği yarı final sevincinden sonra 2010, 2012 ve 2014 şampiyonalarını pas geçen milli takım "full as" demek için hazırlandığı 2016 elemelerine şok etkisi yaratan İzlanda mağlubiyeti ile başlamıştı. Tabi hemen bahaneler ortaya çıktı, hava kötüydü rüzgar vardı o yoktu bu vardı vs.

Aslında bahane üretmek bahanelere sığınmak için çok da zor bi' durumda değiliz. Daha 9 maç var ve 7 tanesini kazansak 21 puanla çok rahat 2. olup direk katılım hakkını elde ederiz. Buraya kadar her şey normal gibi görünüyor ama takıma bakınca 7 değil içeride ki 5 maçı nasıl kazanırız diye birbirimize bakıyoruz. Diğer taraftan da içeride ki 5 maçı kazanıp dışarıdan 6 puan getirdiğin zaman işler ayna çal çal oyna durumu da yok değil. 

Takım garip grup takımdan garip

Öyle bi' grup ki Hollanda'dan Robben faktörünü çıkarırsanız kimse kimseden üstün görünmüyor. Herkes Spor Toto Süper Ligde orta sıralarda mücadele eden takım görüntüsünde kimsenin yukarıya çıkma niyeti de yok gücü de yok. Öyle ki ilk maçlarda Çekler evinde Hollandayı, Yanardağlılar da bizi evlerinde al aşağı etmeyi başardılar.

Bizim durum orta sıralardaki süper ligin takımları içinde en kaotik olanı durumunda. Ülkede Galatasaraylıların bile eleştirmekten geri kalmadığı, diğer takım taraftalarının yüzüne bakmadığı ama milli maç gelince forvette Burak oynar diye nefes almadan söyledikleri adam sakatlığı nedeniyle Çek ve Letonya maçlarında yok. Yerine kim var? Galatasaray da 80+ dakikalarda ya da hiç şans bulamayan Umut Bulut. Antep de hocası ile kavga edip yedek kulübesini tekmeleyen genç Muhammet Demir ve Kasımpaşalı 10,5 numara Adem Büyük.

Sıkarım Kafanıza Beyler

Almanya da kasırga etkisi yaratmaya en yakın 3 futbolcudan biri olan Hakan Çalhanoğlu kimine göre sakatlığı kimine göre Gökhan Töre'nin Ömer Toprak ile kendisine silah çekmesini bahane göstererek kadrodan çıkarıldı. Hakan ve Ömer'in, Gökhan'ın olduğu takımda oynamak istemediğini söyleyenler var. Hafta sonu sapasağlam sahadaydı ne sakatlığıymış bu diyenler var. Aynı şekilde Ömer Toprak da sakatlık nedeniyle veya bahanesiyle kadrodan çıktı.

Adam odaya girip silah çekiyor ama milli takımda bunun açıklaması yapılmıyor. Gerçekten silah çekildi mi çekildiyse sebebi ne? Silah lan bu şaka değil, kavga dövüş olur karşılıklı yumruklaşılır gayet normal ama silah çekmiş olum. Açıkçası Hakan ve Ömer, Töre var diye gelmedilerse ben olsam bi' daha Töre'yi çağırmam. Çünkü Hakan Çalhanoğlu'na bu takımın bayağı bayağı ihtiyacı var yalan yok. Öyle veya böyle bu silah konusu açıklansın, yalancılar ve gerçekler ortaya çıksın.

Kadrodan çıkarılan Burak Yılmaz, Volkan Demirel, Hakan Çalhanoğlu, Ömer Toprak, Mustafa Pektemek ve Kaan Ayhan'dan sonra herkes milli takımda sakatlık şoku diye başlık attı.

Açıkçası kadrodan çıkanlardan sonra çok da zayıfladık diye hayıflanmak saçma. Milli takımın ayak üstü ezbere sayacağımız bi' kadrosu yok. Bugüne kadar da olmadı. Elimizde ne varsa çıkıp oynayacaklar. Şu kadroda aman bi' şey olmasın diyeceğimiz tek kişi Arda olmalı. Onun dışında herkesin alternatifi var. Çünkü Arda dışında milli takımda ahım şahım performans sergileyen, farkını ortaya koyan 2. bi' isim sayamazsınız. Sayan çarpılır zaten ona göre.

Milli Takım Kale Arkası 50 TL !!!

Bu arada bu kaotik ortamda video çekip "kırmızı formalarınızla herkesi tribüne desteğe bekliyoruz" diyenler acaba maç biletlerinin 50, 80, 125 lira olduğunu biliyorlar mı? Bilseler bu video çekiminde yer alırlar mıydı?

50, 80, 125 liraya tribünü doldurabilirsin ama sponsorla. Sponsorla gelen adam sana nasıl itici güç sağlar hiç düşünüyor musun?  Bi' de çıkıp Passolig uygulaması bu maçta yok diye açıklama yapıyorsunuz. Şaka gibi adamlarsınız. Passolige ne gerek var. Zaten taraftarı olmayan bi' milli takımımız var, üstüne üslük ortalık toz duman kimse kimseden haz etmiyor, takım desen kötü İzlanda'dan 3 tane yemiş, havalar desen esintili, hava değişiminden nezle gibi olmuşum, başkanı teknik direktörü ikisi de antipatik, gidip 50, 80, 125 lira vermemek için binlerce neden var.

Çek Cumhuriyeti için çok hızlı kontra yapıyor diyorlar. Eğer ilk yarıda golü bulamazsak, 2. yarı ağızda dağılma özelliğimizi kullanarak tertemiz bi' mağlubiyet almamızın kaçınılmaz olduğunu ve yine Arda'ya dilenmekten başka bi' çaremiz olmadığını düşünüyorum.

Şu saatte benim kadrom böyle olmalı.


Hocanın Muhammet'i hatta Bilal'i belki de Töre'yi bile oynatmayacağını biliyorum ama inadına yazdım çünkü olması gereken bu. Muhammet yerine Umut, Bilal yerine Hamit, Töre yerine Olcay görebiliriz. Son olarak Hakan Çalhanoğlu kadrodan çıkarıldığı gün neden Alper Potuk milli takıma çağrılmadı ya da davet edilmedi merak ediyorum. Alper'in bu konuda kendine sorması gereken sorular olabilir, bi' düşünsün "ben 9 milyon euroluk adamım ama kadroda yokum" enteresan. Neyse, Muhammet oynarsa hem Çeklere hem de Letonya'ya 1'er tane sallar demedi deme İbrahim.

1 Ekim 2014 Çarşamba

Londra Gastesi: Arsınıl-Gaassaray

Popescu'nun penaltısını her izleyişimde, fonda Levent Özçelik'in "haydi oğlum haydi koçum" deyişini her duyuşumda, topa vurduktan sonra ellerini yana doğru açarak koşuşunu her izleyişimde, Levent Özçelik'in sesinin ağlamaklı olduğu o anı her dinleyişimde tüylerim diken diken olur, 14 yaşımda UEFA kupası finalini izlerken farkına varamadığım duyguları her seferinde tekrar tekrar hissettirdiğin için teşekkürler Galatasaray, teşekkürler Taffarel, Henry'nin kafasını çıkardığın için, teşekkürler Popescu.
Ama bizim UEFA kupamız var, iyi ki de var!



Arsenal ile o günden sonra ilk defa resmi bi' maçta karşı karşıya geleceğiz, Kopenhag da yaşanan olaylardan sonra ilk defa taraftarlar karşı karşıya gelecek ama liseli ergenler gibi lisecilik oynayan yöneticilerin kendi içlerinde danışıklı dövüşe girmesi, maçın önemi azaltmış görünürken kötü sezon başlangıcı sonrası takım üzerindeki baskıyı azaltmış durumda. Çünkü kulüpte herkes Ünal Aysal başkanlığı bırakma kararından geri dönecek mi dönmeyecek mi, dönmezse aday kim olacak diye onu tartışıyor. Arada futbol takımına da sallamayı da pas geçmiyorlar ama Fenerin Akhisar mağlubiyeti bu eleştirilerin dozajını kırmış durumda.

Anderlecht maçında son dakika da gelen 1 puanı herkes çok küçümsedi. Çok bilmiş milletimin güzel insanları "17-18 yaşındaki küçücük çocukları bile yenemediniz la" diyerek olaya nereden baktığını açıkça belli etmesine rağmen haklı gibi görünmeye devam etti. Anderlecht'i içeride yenemezsen kimi yenip de gruptan çıkacaksın fikrini savunanlara gün doğdu. Ama aklı başında futbolsever Dortmund-Arsenal maçından sonra Anderlecht'ten gelen 1 puanın öneminin farkındaydı. Çünkü bu Galatasaray takımı 2002 yılında 5 beraberlik alıp son maçta içeride Barcelona karşısına tur için çıkmayı başarmış bi' takım. O yüzden şampiyonlar liginde 1 puan 1 puandır lazım olur diyorum.

Ama Anderlecht'ten içeride 1 puanı zor kurtaran takım dışarda Arsenal'den nasıl puan alsın dimi? Sivas maçında rakibe sayısız fırsat tanıyan savunma ile olacak iş mi? Eğer olaylara bu şekilde bakmaya devam ederseniz, Londraya gitmeye hiç gerek yok. Direk Kayseriye gidelim, Erciyesspor hazırlıklarına devam edelim.

İşte o zaman Galatasaray, Gaassaray olmaktan çıkar. Çünkü kulübün kuruluş amacı Türk olmayan takımları yenmek iken ona yenildik, buna pozisyon verdik, takım kötü, hoca şöyle, golcü böyle diyerek bi' yere varamayız. Bu şekilde metrobüste aktarma bile yapamayız beyler, hooppp..

Arsena ile başlayıp önce rakibe bakalım. Premier Ligde 6 hafta sonunda namağlup yoluna devam eden bi' Arsenal var. Ama 2 galibiyet 4 tane de beraberlik ile devam eden yol. 2 galibiyetin birini içeride 90+ da Ramsey'in attığı gol ile diğerini de geçen hafta sezon başı düşme adayları arasında gösterilen Aston Villa'dan erken bulduğu gollerle alan bi' Arsenal takımı var. Sakatlıklarla boğuştukları için kadro kalitesinin aynı seviyede olmaması nedeniyle inişli çıkışlı bi' grafik çiziyorlar. Dünya Kupasında ses getiremeyen Mesut aynı havada devam ediyor. Giroud'un sakatlığı ciddi kan kaybına yol açtı, Welbeck bu kaybı ne denli durduracak belli değil.

Sakatlarda son durum karışık. Ramsey ve Arteta kesin oynamayacak. Koscielny ve Wilshere maç saatinde belli olacak ama onların oynama ihtimalleri düşük.

Maçın anahtar bölgesi orta saha ve dönen topu kimin toplayacağı olacak. Ramsey ve Arteta'nın yokluğunda Flamini ve Wilshere oynarsa Sneijder, Dzemaili ve Selçuk ile burayı ele almak topu olabildiğince pas yaparak dolaştırmak lazım. Wengerin Mesutu nerede kullanacağı da oyunun gidişatını belirleyebilir. Kanatta kullanırsa bizim için daha iyi olur, aksi taktirde Oxlade ile Sanchez kanatlarda 3'lü savunmaya geçtiğimiz şu günlerde doğacak boşlukları affetmeden doldurabilirler. Cazorla'nın kenar hücumcu olarak oynaması daha çok işimize gelebilir çünkü kenarda başlasa da içe kat etmeyi seven biri olduğu için kalabalık orta sahada kaybolup gider.

Maçın sürprizini Alex Telles'in Chambers üzerinde kurmasını beklediğim oyun üstünlüğü ile gelecek kanat akınları olarak bekliyorum. Telles bu maçta da fos çıkarsa, Sao Paulodan İstanbula gelene kadar uçağını takip ettiğim günlere yazıklar olsun. Daha girmem uçak takip sitesine!

Son olarak Burak Yılmaz'ın yanında Olcan mı Bruma mı oynar diye herkes merak ediyor. Bence ikisi de oynamaz, oynamamalı. Burak yalnız bırakılıp Melo'nun yine savunmada olacağını düşünürsek orta saha da baklava yaparak en azından 3'lü savunmanın zaaflarını kapatırız diye düşünüyorum.

Böyle düşünürken de bunun takımı geriye yaslayacağını gördüğüm için vazgeçtim. Sneijder'in savunma önünde oynadığı Sivas düzenini uygun buluyorum ama Olcan yerine Umut'un oynaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü çift forvet olursak hem pres gücü hem de rakibin topu en çok kullandığı bölgelerde baskı kurarak top kaybına yol açar ve oyun üstünlüğünü ele alabiliriz diyorum. Yani net bi' 3-5-2 ile 0-2 çifte şanscıların güleceği bi' maç olacağı ümidindeyim. Galibiyeti konuşmam, beraberlik şampiyonlar ligi için cuk oturur.

Hocamın şansı bol olsun...Bugün ki Popescu'muz Chedjou olsun!