1 Haziran 2015 Pazartesi

Devşirmeyin Kardeşim

Basketbol milli takımında devşirme oynatma kararını kim verdiyse yaptığın işi şeaaapıyım. Böyle saçmalık olamaz. Kimin hangi pozisyonda eksiği var, hop hemen devşir birini getir abi oradan yerleştir kadroya devam et. Milli takım, forma, arma, ülke, milli marş cart curt diye bi' şey vardı eskiden şimdi o da yalan oldu. Ama bu devşirmeye bayılanlar lafa gelince "biz eskiden spor sergideyken" diye ağlanmaya başlıyorlar farkında değiller.

Rusya, Jr. Holden ile Avrupa Şampiyonu olunca millet ne bok yiyeceğini şaşırdı. Sonra her takıma 1 Amerikalı geldi ya da başka bi' yerden yolunu kaybeden oyuncular doluştular milli takımlara.

Bizde de Emir Preldzic oynuyor, 5-6 sene oldu sanırım. Onun hikayesi garip, sanki Sloven basketbolu mükemmel binlerce yıldız var da Emir'e sıra gelmediği için geldi buraya yamandı. Öyle bi' şey yok tabi, tamamen slovenlerin salaklığı eğer arka planda başka dümenler yoksa. Emir genç yaştan beri Türkiye'de oynadığı için devşirme demek çok doğru değil.

Şimdi Ergin Ataman'ın 1 Devşirme oyuncu hakkını Goudelock'dan yana kullanacağını yazıyorlar, konuşuyorlar. Olmadı Bobby Dixon da olabilirmiş. Ya ben Gadılak'ın attığı basketle milli maç kazanacaksam sokayım öyle milli takıma anlayışa. Benim Cedi ile 17 yaşındaki Furkan ile Melih ile gelecek maç kazandıran basketlere ihtiyacım var. Her takımın skorer guard ya da 2-3 oynayan bi' adamı olmak zorunda değil ki bu kadar inat etmeye ne gerek var. Al sana Sinan Güler, Arroyo siktir olup gittikten sonra adamın içinden Petar Naumoski çıktı yaktı yıktı kül etti. İlla skorer istiyorsan Enes ve Ersan'ı kullanmayı becer yeter. Skorer guard istiyorsan illa guard pozisyonunda skorer isterim diyorsan, Cedi, Melih ve Sinan ile bu ihtiyacı gider. Amerikalı adamı getirip bizi milli maç için ekran başına bekleme öyle bi' durak yok.

Ender Kenan Doğuş
Melih Sinan
Okben Cedi FurkanK
Ersan Enes BarışH
ÖmerA FurkanA Semih

Bi' başarı gelecek, madalyaya uzanacak, olimpiyata gideceksek bırakın da bu çocuklarla gidelim yoksa el yordamıyla iş yapmayalım tadımızı bozmayalım dimi hocam? 

27 Nisan 2015 Pazartesi

HmzHmzgluHocam

Yazmıyorum, çünkü vakit yok yazamıyorum. Yoksa döşerim hiç affetmem bilirsin. Ağzıma geleni yazım kuralları çerçevesinde devrik devrik de olsa yazmayı severim. Klavyem iyidir, klavye delikanlılığım dillere destandır. Bi' şey yazılacaksa ya da saçmalanacaksa ben yazarım saçmalarım, sıkıntı yok.

Vakit olmadığı için yazmadık etmedik ama HH hocam bugün ve geçtiğimiz 5-6 hafta boyunca yaptıkları ile sabır taşını kırmak için elinden geleni yapıyor sağolsun. Ve hal böyle olunca insan 5 dakika beştaş kıvamında tuşlara vurup geçiyor, buyrun.
                                                           

HH hocam neyin peşinde, kafasını karıştıran birileri mi var belli değil ama bazen çiçek gibi 11'ler yaparken bazen boka saran 11'ler ve oyuncu değişiklikleri ile çileden çıkartmak için sabır denemesi yapıyor.

Tamam kendisinde her maç Olcan'a minimum 60 dk dayanacak sabır olabilir ama 2015'in Ali Sami Yen'inde o sabır kimsede yok be hocam. Bak şimdi gördüm, Olcan ile rakibi yormak diye plandan bahsetmişsin. Yapma hocam adamda ki vücut almış başının Süper Amatör lige doğru gidiyor, ne yorması allasen. Olcan ile yapabileceğin tek şey 1 kişi eksik oynamak, Kasımpaşa maçından nasıl ders çıkarmazsın?

2. yarı başından beri beni bile-ben kimsem amk-utandıran performans sergileyen Yasin'in bu hafta yedek kalmasının, hadi onu aldın kenara yerine Olcan'ı oynatmanın Bruma'yı iki çapulcunun ıslığına kötü tezahüratına satmanın sebebini nasıl açıklarsın?

Dk 54. kenara Bruma diyorsun, ağzından bal gibi dökülüyor harf harf hece hece. Brumaaaaaaaaa.....!!!

Ama taraftar 57-58 gibi "Yasinn....Yasinnn..." diye yırtınınca hop dönüyorsun gel Yasin bekle Bruma.

Tamam Yasin etkili oldu, olmadı demiyorum. Zaten Olcan'ın yerine şu 2 yıldır topa vurmamış halimle ben girsem zekamla döverim Olcan'ı orası ayrı konu.

Ama hep bi' yönlendirme, etkilenme, kendi kararlarını uygulamakta çekingenlik, rest-full as-gördüm diyememe durumları, n'oluyor hocam bi' silkelen kendine gel.

Mesela benzer durum, rakibe göre kadro çıkarma konusunda da yaşanıyor. Bursa ile oynuyorsun, Şenol hocam takır takır oynayacak kadro yapmış ailece saldırıyor, sen Bursa oyuncularına önlem olsun diye önceki hafta kazanan takımı bozuyorsun yapma bunu yav.

Gaassaray teknik direktörü rakibe göre kadro çıkarmaz arkadaş, konu kilit.

grandepuntofatihterimi çok sevmeyiz etmeyiz ama içeride dışarıda Real Madrid'e karşı 4-3-1-2 yapmışlığı varken de saygı duymamak elde değil..

Drogba-Burak ikilisi var, arkalarında Sneijder, ailece hücum..

Neyse konu sapıttı.

Hoca bugün yırtmıştır. Ama bu hareketler mayıs ayında seçimde aday olacağını ve HH ile devam edeceğini açıklayan tüm başkan adaylarının içine kurt düşürmüştür, net.

Yani ben olsam, hop noluyo HH derdim yani..

Kalan 6 maçta laga luga yapmadan ailece saldırıp rakipleri tempo ile yıkmak için hocaya önerim.

Tam Melo cezalı, Hamit sakatken Akhisar deplasmanına başlanacak diziliş ve oyuncu seçimleri 4-1-4-1

Mus - Sab, Çed, Balt, Tell - Selçuk - Bru,Emre ; Sneij,Yasin - Burak

İlk bakışta tek ön orta saha Selçuk yalnız gibi gözükse de rakip yarı alanda oynayacak bi' Gaassaray takımı için pas oyununda Selçuk-Emre-Sneijder 3lüsü ile bu yalnızlık giderilir ve skora gidilebilir.

Ayrıca Emre ve Sneijder ters taraftan şut tehdidi de rakibi çözmede yardımcı olur, bak gör.

Sneijder nasıl sola yakın oynayıp Yasin'in performansını yukarı çektiyse, Emre Çolak da sağ kanada yakın oynayıp Bruma için araya ince dokunuşlar yapıp çocuğun parlamasına yardımcı olabilir. Bu şekilde ön tarafta tek devrede yapılacak tempolu oyun ve baskı, kalan 6 maçta direnç kırmaya yeterli olur.

Belki bu diziliş tutmaz savunma önü eksik kalabilir ama en azından bi' 45 dakika denenmeli çünkü bu tempoya, coşkuya, hücuma alışığız zor gelmez bize aslan parçaları..

Dur daha yayınlamadan edit geldi. Romantik arkadaşlar, Emre-Selçuk çok yumuşak olur orta saha dediler.
Selçuk-Melo ya da Selçuk-Hamit sert olunca n'oluyo 10 haftadır verdiğimiz pozisyonun yediğimiz golün haddi hesabını biraz tutarlı atalım, lütfen saat 04:32

14 Mart 2015 Cumartesi

Hollanda'yı Yenip de Gelelim


2016 Avrupa Şampiyonası elemeleri grup maçlarına 4 aylık aradan sonra geri dönüyoruz. Saçımızı başımızı yolup, şöyle olmalı böyle olmalı, bu oynamalı, bunun ne işi var, böyle olur mu, şöyle olmaz mı söylemlerinin tam zamanı. Bu fırsat kaçmaz. Türk milli takımı 28 Mart'ta Hollanda ile oynuyor. Yenersek ki neden olmasın, çok fena havalara gireriz, havamızdan geçilmez ama yenilirsek ki bu da epey mümkün, kazan kaynar federasyon cayır cayır yanar, Beyaz Futbol o akşam kaçmaz, kaçıran pişman olur.

Öncelikle aklımdayken ince bi' detay var, Arda Turan Kazakistan maçının 90. dakikasında gördüğü sarı kart nedeniyle cezalı duruma düştüğü için bu maçta oynamayacak. Belki de bu maçı bu yüzden kazanacağız ama kazanırsak da en büyük yıldızımız yok deyip işin içinden çıkmak gibi yollara da başvurmak genlerimizde var.

Kazakistan ve Brezilya'ya verdiğimiz antrenman maçının aday kadrosuna çağrılan oyunculara bakıyorum. Tarık Çamdal, İsmail Köybaşı, Hamit Altıntop, Bilal Kısa, Adem Büyük, Mevlüt Erdinç ve Mustafa Pektemek bu maçta kadroda olmazlar diye düşünüyorum, bi' zahmet sayın futbol direktörümüz. Ama yine Hamit Altıntop yine Mevlüt Erdinç ve yetmezmiş gibi Emre Belözoğlu, Syntax Error!

Artık kadro konusunda ki kaosları aşıp saha içindeki taktik tartışmalarını yapan ülke olabildiğimiz gün, galiba öyle bi' gün olmayacak. Cümleyi yazarken bile inanamıyor insan sonra nasıl tamamlasın, tey tey tey...

Hakan Çalhanoğlu, Ömer Toprak, Gökhan Töre davasında duruşma gününü bilen var mı?
Böyle söyleyince şaşırıyorsunuz ama Türk televizyonlarını izleyince bu 3lüyü tanımayanlar kan davası var sanıyor. Alman vatandaşlığını seçse, Alman milli takımında 11 başlaması için herşeyin müsait olduğu bi' çocuğu saçma sapan nedenlerle kadroya almıyoruz. Sonra da Mesut bi' yerleştirince, olsun ya çocuk sevinmedi gole deyip kendimizi avutuyoruz.
Neyse ki bize Letonya, Çek Cum. ve İzlanda maçlarında puan kaybına neden olduğuna inandığım kaos ortamını geride bıraktık ve küskün olduğu iddia edilen isimleri bir araya getirdik. 

Çalhanoğlu, Arda Turan, Alper Potuk, Burak Yılmaz bi' anda aklıma gelen hücum hattı. Tek basar, çift osurur, osurtur öyle can alıcı bi' birliktelik. Bu 4lüye sızması muhtemel Gökhan Töre ve Volkan Şen gibi 2 patlayıcı güçte iştah açıcı. Elimizde ki malzemeler fena değil hatta üstüne gidersek rakipleri kesekağıdına bile koyarız ama bizim işimiz başka kafamız başka alemlerdeyiz panpa.

Hollanda'yı yenmek bugün büyük başlar içinde en kolay olanı. Çünkü Robben dışında kimle meşgul olunabilir sorusuna net bi' yanıtları yok. Sneijder, Van Persie, Huntelaar, Depay mepay yani dıdısının dıdısı. Burada iş Caner Erkin'in kariyerinde zirve yaptığı vitrin de parladığı maçlardan biri olma durumuyla doğru orantılı. Caner öyle bi' top oynamalı ki hele önünde Alper de olursa çok ciddi tehlikeli olabilirler, olurlar, olmalılar.
Robben'in sakatlığı var, oynayıp oynamayacağı meçhul, Van Persie oynamıyor, Sneijder var, formda Bas Dost var tarihin en zayıf Hollandası olabilir. Bulmuşken çakıp geçmek lazım.

Grubumuzda Çekler 12 puanla lider, İzlanda 9, Hollanda 6 puan ile ilk 3 sırayı oluşturuyor. Bizim de çiçek gibi 4 puanımız var.

Sıradaki maçlarda İzlanda, Kazakistana gidiyor; Çekler içeride Letonyayı alıyor. Yani Çekler yenerse direk Paris biletini alıp gidecek. İzlanda için Kazakistan zor deplasman gözükse de İzlanda takımı kazanamazsa sürpriz olur. Sonuçta 15 ve 12 puan ile ilk 2 sırayı parselleyecekler.

Biz Hollanda'ya kaybettiğimiz an Amsterdam'dan annemizin kucağına düşüyoruz, 3 puan çıkarabilirsek ki bu gayette mümkün, o zaman 7 puan yapıp 5 maç kala herkes ayağını denk alsın diye mesajı veriyoruz. Çünkü devamında Haziran fikstüründe biz Kazaklarla oynarken İzlanda içeride Çekleri ağırlıyor.

Belki milli takımı sevmiyoruz, hatta yenildiğinde umursamıyoruz, hatta ve hatta maçı mı var onu bile bilmiyoruz, sevmediğimiz bazı oyuncular var, hatta Fatih Terimi sevmiyoruz, Yıldırım Demirörenden tiksiniyoruz, hükümete ayar oluyoruz, doğuştan muhalefetiz vs. herşey olabilir. Ama 2016 Haziranı gelince milli takımı orada göremeyince insan diyor ki "ulan biz olsak şöyle olurdu böyle olurdu, ahlar vahlar" o yüzden olaylara karışmadan tatava yapmadan Hollanda'yı yenip kendimizi şaşırtalım.

442 - Harun; Gökhan, Ömer, Serdar, Caner; OzanTufan, Selçuk, Töre, Alper; Çalhanoğlu, Burak

7 Mart 2015 Cumartesi

Kadıköy'de Ilımlı Derbi

Uzun süredir zirvede 3 takımın peşpeşe olduğu bi' şampiyonluk yarışı izlememiştik. Genelde bu 3'lüden birisi erkenden zirve yarışından kopar ve kaos ortamında ligin bitmesini beklerdi. Bugün 12 hafta var ama ne kimse kimseyi bırakıyor kopup gitsin, ne de kendi kopuyor düşüp gitsin. İnatla, ite kaka, öyle böyle derken tahminim 30. haftayı görmesi muhtemel bi' yarış olacak. 

Lider Gaassaray ile 4 puan farkla 3.sıradaki Fenerin 4. yıldız yolundaki kritik maçı için sessiz bi' bekleyiş var. Eskisi gibi abidik gubidik ortam geren, gaz veren açıklamalar yok. Aziz Yıldırım 2 kelime laf etmedi maç ile ilgili ki etse bile karşı tarafta ona cevap verecek tarzda biri yok. Dün İsmail Kartal'ın “rakibin bacakları titreyecek” açıklaması var o da İsmail Kartal olduğu için dikkate alınmadı. Tarihin en ılık 3 derbisinden biri bu maç olabilir. 


Hamza Hamzaoğlu ve İsmail Kartal'ın varlığı kin ve nefretin inkar edildiği ama saha içinde zirve yaptığı bi' derbinin havasını oda sıcaklığına ve 1 atm basınca düşürmeye yetiyor. Bi' miktar da yönetici tafyasının kafa yapısı da önemli. Ha, Aziz Başgan Mahmut Uslu gibi isimler var ama karşıda o toplara girecek kişiler olmadığı için onlarda bulaşmıyorlar. Çok enteresandır herkes işinde gücünde la. 

Saha dışında ki sessiz sakin havayı bırakıp gerçek duyguların dile getirileceği saha içine doğru dalalım.

Sezon başından beri Trabzon maçında dışında 15-20 bin civarı doluluk oranında seyreden Kadıköyde 50bin bilet tükenmiş durumda. Çünkü Fenerliler maçın öneminin farkında. “Yoksa” diyorlar, çünkü biliyorlar bu saatten sonra Ahmet Çakar ile dönüşü olmayan yola girebilirler. 

Saha içine girince ister istemez, oda sıcaklığı atmosfer her şey herkes değişiyor. Ama maçı gerebilecek adamlardan Melo'nun olmaması Fenerin dezavantajı. Çünkü Cüneyt Çakır maç içinde Emre, Volkan gibi isimlerle kendini kaybedebilecek birine kırmızı vermekten hiç çekinmeyecektir. Bu noktada Melo yerine Hamit'in oynaması maçın tansiyonu açısından olumlu, Fenerin gergin ortamda tribünle baskı kurması açısından olumsuz, Gaassarayın top oynama alışkanlığı ve oyun için gerginlikten maçı kaybetme riski açısında olumlu.

Fenerde Emre oynar mı bilmiyorum. Top oynamak için sahaya çıkarsa ki karşısında Hamit ve Selçuk var didişme yaşayacağını sanmıyorum. Bu yüzden Fener için önemli bi karar ve avantaj yaratabilir. İsmail Kartal'ın takımının geride olduğu Akhisar maçında bile Diego'yu almayıp Selçuk Şahin ile devam etmesi için kimse çıkıp da yabancı sınırı falan diye tatava yapmasın. Yarın fener yarıştan düşerse bu Diego çok kelle alır herkes biliyor ama kimse çaktırmıyor. Emre, Topal, Diego 3lüsü ideal bi' kurgu. Ama yabancı sınırını düşününce Alves, Kuyt, Emenike, Sow'u yazınca 1 hakkı kalıyor ve hocanın kafa karışıyor. Hem rakibin ayakları titreyecek diyorsun hem de Diegoyu yanında oturtuyorsun, olmaz öyle. Bu lafın karşılığı böyle olmamalı. Gaassaraya kalırsa Diego'nun oynamaması daha iyi. Çünkü derinde onu karşılayacak ona alan markajı yapacak bi' çapası yok GS'nin. Emre, Meireles, Topal gelsinler, diyordur Hamzahocam. 

Hücumda yaşadığı golcü, gol atamama sorunu için kesinlikle Emenike sol kanatta Sabri karşısında oynamasından yanayım. Sağda Kuyt, ortada Sow olmalı. Çünkü bu derbide hem de bu kritik puan farkının açılma döneminde kaçırılan goller başka kaçan gollere benzemez. 
Bu sezon ilk defa 50bin kişiye oynayacak FB'nin maça nasıl başlayacağı da önemli. Deli gibi önde basıp, klasik 20 dakikada biten GS derbisi mi yapmayı deneyecekler, yoksa “top bizde dursun pas yapalım golü bi' şekilde atarız yeter ki kontrolü vermeyelim” mi diyecekler? 
İsmail Kartal için sezonun sınavı olacak. Kaybederse ki sonunda 4. Yıldız olan bi’ yoldayız, kapanmaz yaralar açılır, Aziz Başgan affetmez. 



















Gaassaray cephesinde Hamzahocamın gelişiyle yakalanan istikrarlı ve ılık bi' hava var. Ancak Kadıköy deplasmanı bugüne kadar oynadığı maçların dışında benzeri olmayan bi' tecrübe olacak. Bu nedenle kadro seçiminde teredütte olduğu mevkiler için seçim yaparken her zaman düşündüğünden farklı şeyler ortaya koymalı. Melonun yokluğunu oyun anlamında arayabilir ama yüksek tansiyonun takım oyununu düşürme ihtimali açısından böylesi daha iyi olabilir. Zaten Hamit'in geçen hafta Bayern Münih günlerinden kalma bi' performans sergilemesi bu hafta ki maç için Melonun yokluğunu dillendirmeyi gerektirmedi.

3-4 maçtır 11'de şans bulan halı saha topçusu olmaktan öteye gidemeyecek bi' adam olan Yasin Öztekin, Kadıköy de sahaya çıkarsa yapacağı tek şey var maçı kazandırmak. Onun dışında sahaya hiç çıkmasın, aksi bi' sonuçta halı sahalara sert bi dönüş yapabilir. Benim görüşüm, Kadıköyde sol tarafta Balta ve Olcan'ın arkalı önlü oynaması. Hatta Olcan-Sneijder bile solda olabilir ki bu durumda çift forvet yapıp Umut'u önde Burak Yılmazı arkada daha verimli kullanmak da mümkün kılınabilir. Hatta Olcan-EmreÇolak bile olur, topa sahip olma pas yapma açısından da avantaj getirir. Yani Yasin Öztekin Gaassaray topçusu değil, hiçbir zaman da olmadı. Aynı şekilde Olcan da öyle ama onun bi' şansı var. Solbek oynarım diye aklına koyar ve çalışırsa Caner Erkine yaklaşan tek solbek olabilir. 

Bazı kadro duyumlarında Bruma’nın yedek soyunacağı falan yazıyor ki bu tam bi' komedi. Bruma bu maçta da şans bulamazsa nerede bulacak? Hele Caner'in hücum etkinliğini kırma fırsatı varken başka birini mesela Olcanı sağ önde oynatmak, ekmeğe yağ sürmekten öte gitmez. 

Maç öncesi ile hiç olmadığı kadar sönük olan Gaassaray-Fener maçı bittiğinde ortalık alev alabilir. Fırtınalar kopabilir. GS kaybederse çok sorun olmaz sadece puan farkı 1'e iner, yoluna bakar. Beraberlikte GS için hiç fena sayılmayacak bi' sonuç olur. Fener inceden demoralize olma kıvamına gelir. Ama 16 yıldan sonra gelecek bi' GS galibiyeti ile puan farkının 7'ye çıkması Aziz Başganın sahanın ortasında oturma eylemini yapması anlamına gelir ki olaylar olaylar. Bu ılık ortamdan eser kalmaz, kar tipi fırtına her şey olabilir, okullar bile tatil olabilir!