20 Eylül 2011 Salı

Benimkiler the Second Week GJK

2. haftaya kendi adıma pek de iyi başlayamadım. Çünkü DNS arama başarısız olduğu için sürekli kopan bir bağlantı ile maçları doğru düzgün izleyemedim. O yüzden baştan söyleyeyim bir sapıtma söz konusu olacaktır ki bunu hep yapıyorum ama bugün sınırı aşarsam bil ki bağlantı kopmuş DNS arama başarısız olmuştur. Taam mı la panpa?

Haftanın ilk maçına İzmir'de Karşıyaka çıktı. İlk hafta Alsancak'ta ki mağlubiyeti unutturabilecek tek şey Göztepe galibiyeti idi ama o da olmadı hatta 1 puan zor kurtardık desem kimse bana hadi lan demez, zaten diyemez de o ayrı bir konu her neyse...Reha Kapsal da hala bir arayış var, meselalar var bu konuda ve şimdi sıralıyorum. 

1. Savunmanın ortasında oynayan ikili konusunda bir kararsızlık ve bunu tetikleyen bir zaafiyet durumu var ki Murat Sözgelmez'in yanında oynayabilecek adam konusunda sıkıntı devam ediyor. Oraya neden bir yabancı ya da totoş lig tecrübesinde bir panpa alınmadı merak ediyorum. Şimdi orada oynayan Ufukhan da cortu çekti galiba bakalım kimi deneyecek nasıl bir rotasyona gidecek. Haa Ufukhan oynayabilirmiş ama ben yine de yeterli görmüyorum. Benim izlediğim ve şampiyon olan takımların öncelikle savunmaları sağlamdı o yüzden ileri de Milan'dan Adiyiah gelmiş olsa bile tatmin olmam.Kısacası devreye kadar ilk 4 te yer almalıyız ve devrede bir stoper monte etmeliyiz.

2. Orta alanda Erdi'nin belli bir ışığı onun üstünde durulabilir ki Reha bunu deniyor galiba şu aralarda, ancak Samsundan alınan Turgay'ın neden 2 maçtır hep zottirik dakikalarda gazetelerdeki maç kadrolarında yıldız bile alamayacak kadar süre aldığını merak ediyorum. Ben bugün çok meraklıyım her şeyi merak ediyorum. via Meraklı Köfteci... 

3. 4-3-3 diye bir taktik çıktı ki total futbolun temeli diye görüyor herkes bunu ama Total futbol demek topu vermemek sürekli ayağa paslar ve güzel oyuna giden vs. vs. bu tarz  birşeylerin getirisidir. Ama bizim ülkedekiler kafayı kırmış herkes de bir 4-3-3 sevdası Trtspor da maç başlıyor, dizilişleri gösteriyor baba herkes 4-3-3 çıkıyor ama maç başlayınca lanet okuyorsun bu duruma.. Öncelikle herkes haddini bilecek. Barcelonanın bugün oynadığı futbolun 1974 hollandasından bu yana denendiği ve 37 yıl sonra bu hale geldiği düşünülürse 4-3-3 oynayıp kendini barcelona olacak gibi zannetmek gerçekten komedymax...
Peki konunun Karşıyaka ile ne alakası var diyeceksiniz. Şimdi bizim takımda 4-3-3 oynamaya çalışıyor. 4 lü bir defans hattı, eyvallah.. 3 lü orta saha ve 3 forvetle çıkıyoruz 2 haftadır. Bank Asya da bunu kasmanın manası var mı diye düşünüyorum ve diyorum ki hiç gerek yok ver fanı gitsin arkadaş.

Maddesiz son sözümü bir taktik tahtası ile bitiriyorum. Adiyiah gibi bir adamı hücum hattının soluna mahkum etmeye gerek olduğunu sanmıyorum. Aynı şekilde Erhan Şentürk gezgin pıtıpıtının performansını da göz önünde bulundurarak orta saha önünde değerlendiriyorum. Ayrıca Özgür Volkan Yıldırım bir futbol fakiridir kendisi Ankaragücünden tanırız bu pikacuya da bir git diyorum fazla uzatmıyorum ve kadromu yazıyorum. Bak bakalım bir çokonat kalmış mı oralarda...



Gel gelelim haftanın 2. maçına İtalyanın küçük şehirlerinden bir basketbol yuvası olan Sienaya doğru uzanıyoruz.Neyse şimdi evden çıkıyorum ofiste devam edeceğim yazmaya. Conteye sallamaya...

Lan olum gittim ofise bu ne iş aşkıdır böyle 7 saat pc ye baktım ama bir yarım saat giremedim bloga hiç vakit olmadı ya la, o yüzden o anki gazımı da kaybettim. Şimdi de gözlerim ağrıyor lan neyse iki atıp tutuyum da bilara devam ederim, bakarsın bitiririm.

Mr. Conte bu hafta yine sahaya kendi bildiği gibi bir kadro çıkardı. Tabi ki de kendi bildiği gibi bir kadro çıkaracak lafımız yok sonuna kadar hakkıdır ama Vidal, Krasic, Quagliarella, Elia gibi adamlar kenarda oturuyorsa orada bir dakika Mr. Conte demek de bizim hakkımızdır diye düşünüyorum.

Conteyi tebrik ettiğim yönlerde var. Mesela inatla 4-4-2 oynamakta ısrar ediyor. Tüm dünya 4-3-3 oynama mecburiyeti varmış gibi inatla 4-3-3 denerken Conte 4-4-2 üzerinde hatta bunu 4-2-4 şeklinde deniyor. 2 haftadır galip geliyoruz. 2 de 2 ile başlamak önemli hemde böyle kıytırık takımlara karşı puan kaybı yaşamamak zaten şampiyonluğun anahtarlarından biridir bana göre. Ama tekrar yazıyorum, Krasic, Vidal, Elia, Quagliarella gibi adamların hepsi birden yedek kalmaz ki yerlerine oynattığı adamları düşününce lan diyorsun ama sonuçta yine galip geliyor susuyorsun. Simone Pepe mi Krasic mi derse tartışmam Krasic derim, aynı şekilde Giancherini mi Elia veya Vidal ile başlamak mı dersen ayıp olur böyle bir tartışmaya girmek. Ama şimdi de şöyle birşey yeni transferler diye hemen forma vermek istemiyor olabilir bekleyip göreceğiz. Şu anda 2 kritik maç var. İçerde Bologna, dışarda Catania bu iki maçtan 6 puan alıp 4te 4 ile MİLAN maçına çıkmak takımı daha iyi motive edecektir.

Şöyle bir baktımda sanki Juventus bana para veriyormuş gibi olmuş bayağı kafa yormuş gibiyim sanki yatıp kalkım Conteye saydırıyormuşum gibi olmuş ama öyle olmadığını biliyorum o yüzden sıkıntı yok hadi bakalım.

Son olarak grandepuntonun takımına geldik. Şimdi bu Terim ilk geldiğinde söylemiştik kadro çok iyi olsa bu adamın egoları takımın önünde olacağı için işi zor parçalının demiştik. Ama bazı yalaka çevre "fatih hoca" "imparator" vırt-zırt-cırt-bırt diyerek çok savunmuşlar ve çok güvendiklerini söylemişlerdi. Ama her hafta sahaya çıkan kadroya baktıkça ulan diyorum biz mi çok biliyoruz ya da bu iş bu kadar mı zor diyorum.

Eboue diye bir adam alıyorsun ama ilk hafta bir sol açık, sol bek, bu hafta merkez orta saha derken adamın başını döndürüyorsun ve hala ne yapmaya çalıştığının kendin bile farkında değilsin. Bu kadar zorlamanın amacı ne acaba kimle inatlaşıyorsun hacı abi, bana mı yapıyorsun bunları diycem komik olacak diye demiyorum? Ama sana zahmet yarın ki Karabük maçında Eboueyi sağbekte başlatsan, stoperde madem Semihe güvenemiyorsun-Gökhan Zana güvenen tüm insanlığa güvenebilir- o zaman Ujfalusi ile Ceyhunu dene, önlerinde Melo-Selçuk ve Yekta yada Enginle başla ya da çift forvet çık sahaya mecbur değilsin tek santrafora artık değiş hocaa şu egolardan kurtul, bak 3. kez geldin takımın başına yine sıçıp sıvarsan hesabını ağır ödetirler bu sefer demedi deme.

Maça gelince de 2 kelam edeyim hemen. Samsunspor biraz akıllı olsaydı yenilmezdi diye düşünüyorum. Çünkü bizim grandepunto taktiksel arayışlar içinde olduğu için takımın tam olarak ne yapmak istediğini meçhul bir karambol ortam var. Mesela fener-antep maçını izledik, fener direk ben daha iyiyim dedi topunu oynadı yendi gitti, hemde Selçuk Şahin-Cristian-Caner-Uğur Boral-Bekir gibi adamlarla yaptı. Neden bu kadar iyi oynadılar çünkü herkesin ne yapacağı belliydi. Her neyse Galatasaray için daha net  konuşmak için 4-5 maç daha izlemek lazım diye düşünüyorum ve tam girmiyorum olayların içine, ancak Terim için dün fikrim neyse 4-5 maç sonra da değişmeyecek çünkü ben Rijkaard'çıyım arkadaş hadi takılmaya devam..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder