4 Ocak 2012 Çarşamba

Colin Kazım Olsam..4-1


Sheffield dan gelmişti galiba Türkiyeye diye hatırlıyorum ya da bakmaya üşeniyorum nereden geldiğine öyle diyeyim. Her neyse hangi takımdan geldiği önemli değil sonuçta yarı Türk yarı İngiliz diye bildiğimiz ama bence %25 Türk %50 İngiliz %25 de ne bok olduğu belli olmayan bi kana, yapıya, kişiliğe sahip bi adamdır Kazım Kazım.

Adamın dünya umurunda değil, bunu bugün için söylemiyorum. Geldiği ilk günden beri aynı tas aynı hamam. Bu sefer değişir diye hep bi' umut etmeye çalıştığın anda Kazım sahneye çıkar maçın amına koyar, sıçar sıvar, üstüne bir de kırmızı kart görür vs. oohhh suyundan da koy.

Sonra 1-2 maç her neyse cezasını çeker yada TD ona ceza verir kadroya almaz en fazla 2-3 maçlık ancak Kazım zaten o arada sakatlanmıştır. Ceza, sakatlık, kadro dışı falan derken Kazım yine ilk 11 de sahalara döner. Döndüğü maçta yalandan 1 gol atar, iki çalım atar, asist yapar hopp ondan sonra 10 maç banko gider kadroda.

Tabi sen bu arada cinnetlerden cinnet beğenirsin, kim lan bunun torpili dersin, bunu oynatan TD'ün bilmem neresine sokayım dersin, zart zurt ağlanırsın ama bunlar hep boşa direnişlerdir.Çünkü kim geldiyse oynadığı takımın başına onu hep oynattı hem de 11 başlattı oynatmaya da devam ediyor.

Ama benim anlamadığım şey zamanında Barış,Ayhan,Sarp,Aydın bilmem ne işte sahada sıçıp sıvayanları tribün olarak al aşağı ettiğimizi düşünürsek bu Kazımı neden al aşağı edemiyoruz arkadaş? Nedir bu lan tamam anladık Terim çok seviyor onu, manevi oğlu gibi hoşlanıyor, belki de gayrimeşru çocuğu ama tribündeki adamlar ne bok yiyor da buna bi tepki koyamıyor?

Colin Kazım olsam..Gece alemlere akıversem ama kimseden fırça yemesem...Karılarla kızlarla günümü gün etsem partiden partiye partilesem ama sabah idmanında sadece düz koşu yapıp çalışmaları salonda tamamlayıp götüm üşümeden bitirsem...

Kazım Richards olsam...Bu hafta kırmızı görsem 2 maç ceza alsam takılsam goy goy yapsam..Döndüğümde yine 11 başlasam...Bir maç gol atıp kalan 10 maçta yerimi garantiye alsam...

Kazım Kazım olsam...Sahada kaçak güreşsem, yalandan hareketler yapsam, yerden yere atsam kendimi, tribünleri gaza getirsem çaktırmadan maçı 11 de tamamlayıp partiye eğlence yetişsem..


Maça gelecek olursak..Golle başlayıp öne geçmemize rağmen belediyenin daha önde oynadığı bi 15-20 dk izledik. Ama bizde fena top oynamadık. Herkes Melonun yokluğunda nasıl bi orta saha düzeni ve nasıl bi' 11 ile sahaya dizileceğimizi merak ediyordu. Terim kadroyu bozmadı aynen devam ettirdi. Yine 4-4-2 ile çıktık. Baros ve Elmanderin ilk yarının 2. yarısında gösterdiği ön alandaki baskı pres ve uyumlu oyunlarından dün eser yoktu. Melonun yerinde Selçuk, Selçuk yerinde Engin görev aldı. Bazılarına göre Engin'in yerine Ayhan yada Ceyhun oynamalıydı. Zaten Engin agresifti kart görebilirdi, atılabilirdi vs. Ama ben şundan adım gibi eminim şu kadroda Engin sakat, cezalı değilse kesinlikle 11 başlar gerisi filli fotodur.

Bence dün sahaya çıkan 11 doğruydu, ortada Engin ve Selçuk ile başlamak cesaretli bi tutumdur, çünkü sahaya 2 forvet ile çıkmışsın bi de iki MC ile oynuyorsun. Bildiğin ver fanı gitsin evladım. Dünyada oynayanlar yok mu var, misal Xavi-İniesta misal Lampard-Gerrard ama bunlar sıradışı örnekler. Belediye gibi taktiksel açıdan zaafiyeti olmayan bol bol koşan ön tarafı üretken bi takıma karşı orta alanda boş alan bırakma riskini göze alıp sahaya çıkmak güzel hareket. Grandepuntoyu sezon başından beri ilk defa tebrik ediyorum ona göre bi daha yapmam.

Sonuçta hakemin kendi eyyamını kendi eyyamıyla yok ettiği herhangi bir TSL maçlarından biri oldu. Dokayı atamadı ve yerine gel Webocum seni atalım dedi. Falan filan işte.. Umarım belediye takımı küme düşer. Ama bunun imkansız olduğunun farkındayım.

Dün 11-12 tane A2 oyuncusu ile Mersine gidip oradan bala göte 1-2 lik galibiyet ile dönen Ankaragücünün kümede kalması mucize ise Belediyenin düşmesi de o kadar mucizedir. Ama futbola tribün açısından deplasman açısından bakarsak Belediye düşmeli ve Ankaragücü kümede kalmalıdır bunun dışında tüm anlatılanlar hikayeden öteye geçemez.

Emre Çolak konusuna gelince, bu fizik ile devam edecekse bazılarının dediği gibi Ardanın yerinin doldurma, milli takıma yükselme gibi durumları rüyasında bile göremez. Ben nedense Emre Çolak'ın beklenen düzeyde yükselip yardırabileceğini düşünmüyorum. Umarım ben yanılırım. Benim için sorun olmaz. Yanılmak bizim işimiz der güler geçerim.

Terim'in Emre Çolak, Semih Kaya gibi adamlarda ısrar etmesi benim için galibiyetlerden bile daha çok sevindiğim gelişmeler. Misal bu hafta Kazım cezalı samsun maçında oynamayacak. Umarım bi sürpriz yapar ve orada da Mertanı izleriz ve alır götürür formayı bi daha da vermez boş beleşçi Kazıma..

Ama bunun da olmayacağından adım gibi eminim o yüzden Kazımın cezalı, Eboueninde Afrika kupasına gittiğini göz önüne aldığımızda ortaya şöyle bir 11 çıkıyor,

Muslera-Sabri, Semih, Ujfa, Balta-Emre Ç., Selçuk, Melo, Engin-Elmander, Baros

Eğer Sabri sakatsa; Muslera-Ujfa, Servet, Semih, Balta,-Emre Ç., Selçuk, Melo, Engin-Elmander, Baros

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder