22 Eylül 2012 Cumartesi

Kuzey Güney // 1-0

Hayatı çok farklı yaşayan şehirlerin temsil edildiği, çok farklı iki kültürün takımı...
Birinde yazlar sıcak ve kurak diğerinde 4 mevsim yağmurlu..
Biri kuzeyin emekçi oğlu ama Volkan Konak gibi populist değil bildiğimiz gariban, sade, saf bi' vatandaş..
Diğeri ise tam bi' fırlama, güneyin deli olmayan çalışan ne idüğü belirsiz Abidin Güç deyimiyle serseri dangalak...

Karabük takımı dağılmış ve tribünde tabiri caizse 3-5 kişi var.. Onlarda neden orada olduklarının farkında bile değiller ama sorun yok, çünkü rakibin ondan aşağı kalır yanı yok!!  Resimde Antalyalılar hep gülüyorlar ama en ufak bi' dalga da yerle bir olacaklarını herkesten daha iyi biliyorlar..

Ve maç başlıyor. Hava da sersem bi' esinti, yağsa da kurtulsak dercesine gıcık rüzgar tam bi' sinir bozucu demeye kalmıyor, ufak ufak hakemin düdüğüyle indiriyor, kimine göre tam aptal ıslatan tipten..

Ne stat stadyuma benziyor, ne tribünler ne de sahada bizim futbol adını verdiğimiz oyunu icra edenler oyunu oynayabiliyor..Kimin ne yaptığı belli değil, gelişigüzel abanmalar, dan dun vuruşlar, ne bi' araya ince pas, ne defans arkasına sarkan golcü, ne de en geride bi' süpürücü stoper..

Futbol dışında her şey mevcut...Tek uygun olan ilk haftaki maçtan sonra eleştirilen ZEMİN, kaymak gibi halı saha tadında...Futbolcular mahalle havasında bile değiller..


Derken yarı uyuklayarak yarı "Kayıp Şehir" yaparak geride bıraktığımız 80 dakikadan sonra değişiklik tabelası kalkıyor ve oyuna Ahmet İlhan Özek'in girdiği anda kumandayı atıp zappingi bi' kenara bırakıyoruz.

Ahmet İlhan Özek 80'den sonra defansı, kendi sol kanadını, rakibin sağ kanadını, sağ stoperini, sağ iç orta sahayı, kaleciyi, hakemi, kendi takım arkadaşlarını zorlamaya başlıyor. Bu zorlamalar, adale attırmalar, itişmeler kakışmalar, artık kayışın kopacağının sinyalleri... Bu çocuk 11 başlamalı, biri Skibbe'ye söylesin !!

Bu arada futboldan, sahada ki ve kenarda ki alınterinden habersiz, hani o emekçi diye bildiğimiz Karabük seyirciside "Skibbe istifa" diye kıçını yırtmaya başlıyor ki maç Antalya da olsa bundan farklı bi' durum olur muydu pek emin değilim ama Şifo'nun 4 senedir orada olduğunu düşününce olmazdı gibime geliyor.

Her neyse...

Yağmur şiddetini arttırdı. Herkes alışık yağmura, KARADENİZ yaz-kış yağmurlu, AKDENİZ'i kışın sel götürüyor o yüzden kimsenin umrunda değil. Yıllarca İstanbul da karnını doyuran Şifo hoca bile eli cebinde, yaka bağır açık keyfine bakıyor yağmur altında..1 tane de gol atsalar havalara uçacak, çamur deryasında sırt üstü olimpiyat rekoru kıracak..

Derken paaattttttt.....İlk ateş Ahmet İlhan Özek, Emre Güngör'ü oyundan attırdı. Demeye kalmadı, 4 dakikalık uzatmanın 3. dakikasında 10 dakikalık AİÖ kıçını yırtma operasyonu, köşeye Thierry Henry plasesi ile sonuçlandı ve Karabük 3 puanı tabelaya yazdırdı.

400 milyon dolarlık Süper Lig.. Marka değeri... Yayın gelirleri...İddaa gelirleri...

Bomboş, 4'te 1'i bile dolu olmayan tribünler, Ankara 2 nolu dış sahadan beter statlar, haberi bile olmayan maçlar..

Aynı saatlerde başlayan Nürnberg-Frankfurt maçındaki stat, zemin, seyirci ve rating durumuna bakın ondan sonrda marka değerinden bahsedelim, 400 milyon dolarla neleri kapattığınızı o zaman konuşuruz..

Nürnberg-Frankfurt dün akşamki sadece seyirci sayısını söylüyorum, 45.033 gerçek futbolsever...

Karabük-Antalya maçında ise belki 1.000 kişi onunda ne sever olduğu belli değil, olsa olsa Seray Sever..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder