6 Eylül 2012 Perşembe

Portakalı Soydum Panpa


Apo hoca takımın başına geçtiğinde benim ona verdiğim 49 kişilik liste üzerinden-eksta performanslar hariç-seçtiği isimlerden oluşan kadro ile DK elemelerine an itibariyle konsantre olmuş durumda ve hedef grup 2.liğini elde edip play-off oynamak değil, hedef, Hollanda önünde grup 1.liği ve hedefe giden yolda ilk engel Amsterdam'da Sneijder, RvP, Huntelaar, Çeker Vurur Robben, Köyt ile total futbol efsanesi Hollanda milli takımı.

Geçenlerde TRT arşivden 16 Aralık 1992 de oynanan DK eleme maçında İnönü de Hollanda'yı ağırladığımız maçın özetini izlerken yarın oynanacak maça dair umudumun daha da arttığını hissettim. Atak üstüne atak, sağdan soldan kaleye paralel giden muz ortalar, Ed de Goey dan ağızları açık bırakan kurtarışlar, Hakan Şükür'den cinnet geçirtecek cılızlıkta yapılan son vuruşlar derken 2 Van Vossen bi' Gullit maç sonu 1-3 Hollanda iyi akşamlar Türkiye, teşekkürler çocuklar...

Yalnız o günlerden şöyle bi' not var. Hepimiz 4-3-3 sisteminin son 3-4 yıldır oynandığını düşünüyoruz, konuşuyoruz ama Hollanda hariç 1992 yılında 4-3-3 oynayan bi' diğer takımda Piontek'in Türkiye'si;
Hayrettin- Recep, Gökhan, Bülent, Ogün- Tugay, Oğuz, Ünal- Orhan, Saffet, Hakan

Aradan geçen 20 yılda Hollanda ile 3-5 defa daha oynamışız ama Bursa da ki 1-0 lık maç dışında tatsız maçlar olmuş. Şimdi tadını çıkarma zamanı bakalım yarın akşam nasıl bi' milli takım izleyeceğiz ki puanla dönersek kırlarda slow motion da koşabiliriz, galip gelirsek ver fanı gitsin.  Kanımca ilk maçın Hollanda ile olması yeni bi' hoca ile yola çıkan takım için önemli bi' avantaj. Neden dersen, der misin? Dediğini varsayarak söylüyorum. İlk maçta hollanda'dan puanla dönülmesi o gün 11 başlayanların kalan 9 maçta da yerlerini sağlama almalarını ve takım olarak daha üst düzey bi' konsantre ile elemelere devam edilmesini ve ve ve Abdullah Avcı'nın koltuğunu sağlama almasını sağlar bu da işini daha sağlıklı yapmasını kararlarını baskı altına almadan vermesi demek olur ki şahane olur. En azından kovulacaksa bile kendi yaptıklarından dolayı kovulur ki başkalarının yapmak istediklerini yapmaktan dolayı kovulmaktan iyidir. Haa ilk maçta gelecek bi' mağlubiyet durumunda olaylar nasıl gelişir? İşte o zaman olaylar olaylar olaylar... Endi başta AVCI 'nın tecrübesi sorgulanır, milli takım için yeterli mi denir, miydi denir, yaşı 30+ olan adamların resimleri yan yana getirilir ve hemen bi' gençlik aşısı yapılır vs bu kara listeyi uzatmaya gerek yok...

Kadrodan taktiksel derinliklere dalalım da atıp tutalım keyfimize bakalım...

Volkan'ın sakatlığı; her ne kadar Mert Günok fener kalesinde sağlam dursada bu maçın özelinde Volkan'ın olmasını tercih ederdim. Ama ben yine de bu maçta Tolga'nın oynamasını tercih ederim çünkü adam bu zaman da oynayamazsa şu performansıyla hangi maçta oynayacak bilemiyorum. Savunma da benim için önemli olan Gökhan Gönül'ün milli takımı Fenerbahçe, Fenerbahçe'yi milli takım gibi görme hastalığından ne zaman vazgeçeceği konusudur. Çünkü adam milli takımda oynadığı hiçbir maçta Fenerde ki gibi ölümüne oynamıyor, maça asılmıyor, bi' bakmışın o kanat yol geçen hanı gibi olmuş yani Sabri mi oynasaydı demekten kendini alamıyorsun.

Maçın bence kilit noktası orta saha olacak. Hollanda milli takımı eğer Van Bommel, De Jong ve Sneijder 3lüsü ile maça çıkarsa bizim işimiz kolaylaşır. Ama bu hikaye mazide kaldı çünkü ne De Jong ne de Van Bommel kadroda yoklar hatta Van Der Vaart, Van Der Wiel ve Afellay da yok. Peki kim oynayacak? Tek bizde mi oluyor sanıyorsunuz gençlik aşısı, sadece biz de mi var sanıyorsunuz gençlik parkı?

Portakallar avrupa şampiyonasındaki rezil sonuçtan sonra odunlar ve old playerlar ile yollarını ayırdı desek yalan olmaz. Muhtemel 11'e baktığımız zaman; Rhijn(1991), Strootman(1990), Clasie(1991), Fer(1990) gibi isimleri görüyoruz. Rakibin bu  seviyede ilk kez milli olacak 4 ya da 5 oyuncu ile kendi evinde oynaması bizim yeni TD gazıyla oynayacak olmamızı nötrleyecek, bakalım kim kimi yiyecek? Mesela Clasie için yeni Xavi deniliyormuş, eee bizim Selçuk içinde Xavi'nin türkiye şubesi diyorlar. İşte bu nokta da orta saha üstünlüğü kuranın maçın dengesini de kendi lehine çevireceğini düşünüyorum. Hollanda eğer Huntelaar-Van Persie ikilisi ile maça başlar bi' de bunlara çeker vurur Robben'i eklerse orta alan üstünlüğünü kendi lehimize çevirme fırsatını kaçırmamız gerekir. Muhtemel Selçuk-Emre+belki Topal ile yine muhtemel 22 yaş ortalamasına sahip hollanda orta alanına karşı ön alanda Emre'nin başlatacağı hücum presleri ve Selçuk'un pas oyunu ile üstünlüğü almamız gerekiyor.

Topu gereksiz yere şişirmeden ayağa oynamakta ısrar ederek, bi' sonuca varmayacaksa topu ileri yerine yana veya geriye oynayarak topun olabildiğince bizde kalmasını sağlamalıyız. Selçuk ve Emre'nin bu pas oyunundaki payının yanında Arda'nın Atletico Madrid'de yaptığı gibi beki ile birlikte dönmesi ve bu pas oyununda Selçuk ve Emre'ye yakın oynaması gerekiyor. Ben nedense Hollanda'nın bizi zorlayamayacağını mağlup olsak bile.... yok ya yenilmeyiz yaaavvvv...

O değilde o kadar yazdık çizdik de ne demek istedik bende anlamadım, Estonya'yı yensek bari yauuğğğvv..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder