3 Şubat 2013 Pazar

Belhanda>Webo+Emre+Ziegler

Kesinlikle Sivas maçından önce yazılmıştır. Boş konuşmayın, atlamayın hemen!

Alex'in gidişinden sonra, Aykut artık çift forvete döner olmazsa ilk geldiğinde denediği(Niang+Stoch+Dia) gibi 4-3-3'üne kavuşur(Kuyt+Stoch+Sow), dedik. Ama her iki seçenekte olmadı. Topal+Selçuk Şahin+Cristian ile bi' şeyler yapmaya çalıştı. Alex'in yerinde ilk yarı boyunca Cristian'ı sonrasında bi' ara es kaza karambole Sezer Öztürk'ü falan denedi. Sezer bi' gol attı sonra ki maçta etkisiz kalınca kayboldu gitti. Tabi bunların içinde koca kıvırcık kafasıyla Salih Uçan diye bi' çocuk sahne aldı ve kimse buna kayıtsız kalamadı. Hemen altı çizili, hem kalın hem italik, büyük puntolarla not ettik adını sağa sola. Ama Aykut Kocaman Alex'in gidişinden sonra nasıl devam edeceğine bi' türlü karar veremedi.

Devre arasına girerken Aykut kendi kendine bi' triplere girdi, sonra çıktı, aha tekrar girdi, şaka lan şaka çıktı derken ortaya Belhanda diye bi' isim çıktı. Açıkçası Ligue 1'i detaylı takip etmediğim için Belhanda'nın kim olduğunu ne iş yaptığını o güne kadar bilmiyordum. Baktık, araştırdık, okuduk, dinledik falan ve herkeşlerce ortak bi' kanıya vardık. Adam yetenekli beyler! Alex'in yerinde net iş yapacak adam, türkiye liginde gideri var dedik araya da bi' iki overrated, underrated kelimeler serpiştirdik. Yani anladık ki Belhanda gelecek, yine 4-4-1-1 ile devam edecek Fenerbahçe. Belhanda isminde konsantre oldu tüm fenerliler, aralarında iyimser olanları da Belhanda gelmezse alternatifi hazırdır diye düşündüler. En azından yapılacak hamlenin niteliği belli diye ümitlendiler. Bunun yanında Sneijder+Drogba transferi ile şenlenen piyasa da Aziz Yıldırım'ın nasıl bi' cevap vereceği de beklentiyi daha da arttırmadı desek yalan olur. Durduk yere yalan söylemeye gerek yok.

Böyle bi' ortam da Montpellier başkanı Belhanda ile turnayı gözünden vurmak isteyince bütün ihtimaller yok oldu. Ve Alaaddin sihirli lambasından Belhanda yerine Webo+Emre+Ziegleri çıkarıp masanın üstüne bıraktı. Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Alex'in gidişinden diye başladığım yazıda kesinlikle Webo, Emre ve Ziegler'in durumları tartışmak için klavye başına oturmadım. Devam ediyorum...


Belhanda gündeme gelince forvet arkası için transfer yapılacağını düşünüyorsunuz. Ama transferin son gününde alakası olmayan 3 oyuncu transferi yapılıyor. Sonra bildiğimiz isimlerle transferi kapattık deyip, bilmiş bilmiş ekeşiyorsun. Adam gibi çık ve Belhanda'yı istedim olmadı, alternatifte yaratamadık de.

Tamam Emre'nin orta alan rotasyonunda topu ileri taşıyıp oyunun seyrini değiştirebilecek bi' isim olduğu tartışılmaz. Aynı şekilde Pierre Webo'nun kariyerinin sonunda FB ile zirve yapacak olmasına diyecek bi' sözüm olamaz ki Webo performansı ile bunu hak etmişti. Diğer taraftan Hasan Ali'nin, kaldırımın ötesinde sessiz sedasız, katkı vermeden, ne etliye ne de sütlüye dokunmadan geçirdiği ilk yarının ardından Reto Ziegler'in tercihine mecbur bırakılmasına kim ne diyebilir?

Ama ekranlarda, basın toplantılarında, saha kenarında bi' futbol görüşünden, felsefeden ve o felsefenin sonucu ile belli bi' sistemden bahsediyorsan transferin son gününde Allah ne verdiyse misali transfer şovunu kimseye açıklayamazsın. Anlatsan da kimse yemez.

Çünkü, geldiği günden beri Alex De Souzayı al aşağı etmek için elinden geleni yapan ve amacına ulaşan, dolayısıyla hayalindeki 4-3-3'ü oynatmak için istifa edip tekrar dönme taktiğini uygulayarak koltuğunu sağlama aldıktan sonra dilinden düşürmediği pas oyununa dayalı taktiksel felsefeni hala izlettiremiyorsan, kusura bakma kırmızı başlıklı kızı kurtların elinden kurtarıyorum desen de yemezler...

Aykut Kocaman ne yapacağına karar veremeyen biri görüntüsünde ve bu durum hiç kimseyi şaşırtmıyor, fenerliler dahil. İstifa ediyor geri dönüyor. 4-3-3 diyor, Alex ile olmaz demeye getiriyor. Tamam diyorsun, hadi Alex go home, al sana ortam oyuncu transfer dönemi vs. Ama yok!

Türkiye hiçbir teknik direktöre, bu hiçbir tabirine Fatih Terim ve Mustafa Denizli de dahil olmak üzere bu kadar imtiyaz bu kadar şans verilmemiş. Sanırım Aziz Yıldırım, "benim olduğum yerde kimse istifa edip gidemez, ancak ben kovarsam gider" demek istiyor ve Mayıs'ı bekliyor.

Açıkçası Niang-Stoch-Dia'yı birlikte izlemek istemiştim olmadı. Şimdi de Salih-Meireles-Emre'yi izlemek isterim ama o da olmayacak gibi göründüğü için bazı şeyleri satırlara dizmenin zamanı gelmişti. Emre yerine Belhanda gelseydi, Salih-Meireles-Belhanda olsun derdim. Sonuçta Salih sahada olması gereken gerisi patolojik hareket.

Ha, unutmadan bazı şeyleri istemek için Fenerbahçeli olmak gerekmiyor haberiniz olsun. Dolayısıyla Galatasaraylı olmadan, Sneijder ile Selçuk İnan'ı Burak Yılmaz ile Didier Drogba'yı izlemek isteyebilirsiniz.

Umut fakirin ekmeği ise futbol ne'yi oluyor?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder