22 Şubat 2013 Cuma

Schalke Özeti


2 aydır beklenen CL son 16 maçı geldi çattı. Kim oynayacak, nasıl oynayacak, Drogba geldi Burak n’yapacak, Sabri coştu Valencia izlemeye geliyor Eboue’ye n’olacak, Schalke zaten Almanyada cortu çekti bizde burada kayışlarını kopartırız, zaten Almanya da kendi evimizde gibi olacağız, sıradaki gelsin, yarı final kesmez vs. vs. derken beklenen gün geldi ama ben maçı izleyemedim.

Eee o zaman neyin yorumunu yapacaksın deme, oturdum gece 01 de banttan 90 dakikayı yeniden izledim. 1-1, bu oyuna göre kimse için hayal kırıklığı olmamalı.

Tamam maç öncesi Schalke’nin Almanya da ki durumu, Gaassarayın ligde ki liderliği üstüne gelen klas transferler falan derken bi’ favori olma durumu ortaya çıkmıştı, yalan yok. Ama cümle içinde geçen “Schalke’nin Almanya’da ki durumu” dikkatlerden kaçtığı için bugün “Almanya’da nasıl galip geliriz” soruları piyasaya sürüldü. Çünkü Almanya ligi ile Türkiye liginin 1 olmadığı tekrar ortaya çıktı. Yani bi’ nevi şöyle bi’ durum oldu. Biz Almanlara “La olum Hans, bak bizim lig çok kaliteli 5. ile 16. Küme düşme tehlikesinde, lider bile arayı açamadı. Ama sizde Bayern koydu gidiyor, o ne boktan bi’ lig nasıl kalitesiz la öyle, tüüüüüü…Ayıp ayıp..” dedik. Almanlarda öyle mi Ahmet böyle mi Saffet dediler ve Almanyadaki durumu gösterdiler.

Bunu yazmamı bekleyenler daha çok bekler. Neyin kalitesi olum ya. Bunlar hikaye, popülist medyanın yoppoloş blogger yaklaşımları, geçelim bu teraneleri. Dün bizim grandepunto Sneijder ile Drogba’nın takıma monte edilmesini daha ayarlı bi’ şekilde yapabilseydi. Ya da bi’ diğer ihtimal olan Hamit Altıntop topa daha insan gibi vurmayı deneyip ayak içi bıraksaydı köşeye skoru 2-0 yaptığı anda işler çok değişik olurdu. O zaman Fatih Terim’in bugün dev posterleri verilirdi gazete eklerinde. Yok artık deme, bunlar daha önce olan ve bundan sonra olması muhtemel olaylar. Yani duvarında bi’ posterlik yeri hazır tut, ne olur ne olmaz kardeş!

Sneijder ve Drogba için daha ayarlı bi’ şekil nasıl olurdu diyorsan. Zor bi’ soru sorduğunun farkında olman gerekir. Drogba, Sneijder, Burak bi’ arada nasıl oynara geliyor işler. Aslında olur, 4-3-1-2 diye bi’ taktik var. Ama arkadaki üçlü çok sağlam olması lazım ki bunu yapabilesin. Misal Pirlo+Marchisio+Vidal gibi yada Xavi-İniesta-Busquets tabi bunlar uç örnekler ama Hamit-Melo-Selçuk ile bunu yapmak mümkün olabilirdi. Ama Schalke gibi bi’ takıma karşı kanatları sadece savunma bekleri ile savunmak pek mantıklı gelmiyor ki dün sahada ki olay da buydu ve olmadı. Terim son atmosfere göre olması gereken oyuncuları sahaya sürdü. Ne Sneijderi ne Drogbayı kesemezdi. Ama Hamit Altıntop’u kesebilirdi. Burak Yılmaz’ı sağ tarafa atıp Hamit yerine solda Ambrabat ile başlayıp, Drogba arkası Sneijder yapıp, Hamit’i yanında oturtabilirdi. Hem daha derli toplu bi’ oyun olurdu, hem de küsük yapacak adam sezon başından beri formsuz olan Hamit olurdu.

Ben olsam öncelikle Sabri ile başlamazdım. Çünkü Michel Bastos Sabri’nin savunabileceği basit sol kenar hücumcularından değil. Forma numarası bile 9 adamın boru mu? Sanica Boru Elazığspor olsa neyse dersin ama değil işte. Melo kararı hocanın antrenmandaki form durumuna göre aldığı bi’ inisiyatif zaten Yekta da çok ekstra bi’ şey katamadı takıma.

Özet dedik, yeni bölüm gibi oldu.

Gelsenkirchen'de beklediğim 11;

Nestor-Eboue,Semih,Dany,Riera-Melo,Selçuk,Sneijder-Umut,Burak,Drogba

Umut sol tarafta bekine nefes aldırmaz, Burak sağda rakip solbeki 2. sarıdan oyundan attırır. Sneijder araya oynar, Drogba atar. Melo ve Selçuk ortayı daha rahat kontrol eder. Skoru ele alınca Drogba ve Burak yerine Hamit sağa, Ambrabat sola geçer.

1-1 ,  Schalke avantajlı uzatmanın manası yok. Yenecen gelecen, sonra önüne bakacan. Poster için yer hazır dedik işte!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder