29 Eylül 2014 Pazartesi

Passolig Pasomaç Pasosuz Taraftar

O kadar muhabbeti olmuşken goygoyu dünyaya getiren 3 kişilik ekipte yer alan biri olarak passoligin tam aranan kan olduğunu düşünüyorum. Atıp tutmak için acaba diye düşünmeye gerek yok. Birileri benden önce passolig diye bi' şey uydurmuş bende peşinden gidiyorum, çekilin geliyorum. Tutmayın küçük enişteyi elektronik bileti var!


13-14 yaşlarındayken cebimizde sadece Ulusa gidip gelecek paramız olmasına rağmen Ankaragücü maçlarında stada giderdik. Bilet almaya paramız yoktu ama 9 kişi bu şekilde gidip keyifle maç izlediğimiz günleri net hatırlıyorum. O zaman facebook, twitter, swarm falan olmadığı için "bebelerle maç qeyfi" diye yer bildirimi yapamamıştık ama yerimizi bilen biliyordu. Tabi o zamanlar passolig massolig yok, iyi ki de yok anasını satayım. Bahane arayanlara birebir ekmek kapısı oldu bugünlerde.

Gündüz maçındayız muhtemelen 13:30 ya da 14:00, Gençlik parkının 19 mayıs stadı girişinden çıkarken "gecekondu" kale arkası girişinde passoligi olmayan binlerce kişi sıraya dizilmiş. Hem paramız yok, hem de sıra uzamış bayındır baraja kadar gitmiş. Ama sıkıntı yok. Görmüş geçirmiş, bozuk paralarını çekirdekçiye hibe eden, yaşını başını almış, çok bilmiş, ihtiyar heyeti adayı amcanın sırada yanına gelirsin ve o seni kendi biletiyle içeriye aldırır. Ne amca bi' sebep sorar, ne turnikede halısaha yeleği giymiş güvenlik ne de sıradaki passoligsiz gerçek taraftarlar...

Biletsiz maça girmek tabi saçmalığın daniskası ama gerçek taraftarı dışarda bırakmaya kimsenin hakkı yok. Mesela Cumartesi TT Arenada 5-6 bin kişinin passoligde sorun olduğu için stada giremediğinden kimin haberi var? Hatta bazılarının yağmura inat bekleyip 55. dakikada zar zor girebildiğinden kimin haberi var? Dilden ırak gözden uzak haberin var mı, yar yar?

Kale arkası gişesinde "Amca yanında girebilir miyim" günlerinden, kağıt biletin atık sınıflandırmasına takıldığı elektronik biletin hayata geçtiği, ekranda somurtan suratımızı gördüğümüz stat kapılarına geldik.

Passoligi savunmak gibi niyetim yok, olmayacak da ama bugün stadyumların boşluğuna passolig diyip geçiyoruz ve yine kolay olanı seçiyoruz. Dikkati çekmek istediğim konu Türkiye kağıt üstünde futbol ülkesi olarak görülebilir. Ali'den Zeki'ye herkes futbol konuşup en doğrusunu bildiğini sanabilir söyleyebilir ancak bunlar alt alta üst üste yan yana geldiği zaman futbol ülkesi olduğumuz anlamına gelmez.

Futbol ülkesi dediğin yerde her ilin takımı kapalı gişe oynar, kemikleşmiş gerçekten şehrinin takımını tutan taraftarlar vardır. Bizim ülkemizde yancılık yapar gibi arada bi' şehrinin takımı destekleme taklidi yapılmaz.

Futbol ülkesinde Cuma ve Pazartesi günleri iş çıkışına, sırf yayıncı kuruluşun gönlü olsun diye maç konulmaz.

Futbol ülkesinde dağın başındaki ya da şehrin orta yerinde görünen ama tek yoldan ulaşımın sağlandığı yerlere 21:00, 21:45 maçları konulmaz. İnsanların evine nasıl gideceği de düşünülür.

Futbol ülkesi olmaktan önce insan olmak gelir.

Futbol ülkelerinde Ankaragücü gibi 100 yıllık çınarlar belediye başkanının oğluna peşkeş çekilip oyuncak edilmez.

Futbol ülkelerinde Kocaelispor, Sakaryaspor gibi taraftarlar amatör kümeye düşmez, düşürülmez.

Daha önce de yazmıştım, tribünleri doldurmak istiyorsak gündüz maçlarının sayısını arttırmalıyız. Cumartesi-Pazar dışında maç oynatmamalıyız. Bizim ülkemizde bunun dışında maç oynatmak deveye hendek atlatmaktan beter. 23:00 ya da 23:30 da biten maçtan sonra insanlar nasıl gidecek evine diye düşünülmeli artık. Birisi gerçekten taraftarı düşünmeli passolig goygoyunu kenara bırakıp asıl mevzuya çözüm bulunmalı.

Passolig için tek önerim kart parasının bi' defaya mahsus alınması. Yani her sene yeniden 20-25 lira ödemeye dayalı olmaması. Bunun en güzel örneği kredi kartı yıllık aidatı yüzünden bankacılara blöf yapan bizler hatta passoligi ortaya çıkaranları verebiliriz. Banka aranır ve blöfü dünyaya getiren 3 kişilik ekipte yer alan kullanıcı şöyle der; "eğer yıllık kart aidatını iptal etmezseniz kartımı kapatıyorum". Bi' bankacıda çıkıp diyememiştir ki "gördüm, al sana full AS", nerede eski bankacılar. İşte passoligde şu an blöfü yemeye müsait çünkü 4 milyon hedeflerken daha 350 bindeler ve işler iyice sarpa sarmış durumda. Eğer bi' defaya mahsus olursa fişlenme olayı biraz arka planda kalıp taraftar yeni maç saatleriyle stadlara dönüş yapabilir.

Benim çözüm önerim;

Cumartesi
14:00 || 1 maç
16:00 || 2 maç
18:00 || 1 maç

Pazar 
13:30 || 2 maç
15:30 || 2 maç
17:30 || 1 maç

Yani federasyonun 3-4-5 Ekim günlerine yayıp en abidik saatlerde oynatacağı 5. hafta maçlarının aşağıdaki gibi olduğu taktirde 3 hafta içinde passoligi alaşağı ederek seyirci sayısında gözle görünür artış olacağının garantisini veriyorum. 

Geçtiğimiz hafta 3450 kişinin izlediği Beşiktaş-Eskişehir maçı Cumartesi 20:00 yerine aynı gün 16:00 da oynansaydı 20-25 bin kişiye oynardı. Hem dönüş yolunda kimsenin kafasında soru işareti olmazdı, hem de hava şartları gündüz daha iyiydi olimpiyatın havasından kaçılmış olurdu. 

Yine aynı şekilde Cuma günü 20:00 de oynatmakta dayatılan Galatasaray-Sivasspor maçı Cumartesi 18:00 de oynatılsaydı 30 bin rahat gelirdi.Maç bittikten sonra cumartesi gecesi bolca vakit kalacağı için taraftarı çekmek için bi' neden daha. Hatta bi' tane daha geliyor. Cuma günü iş çıkışı 20:00 de maç olmaz olmuyorda, işçıkışı.net!

4 EKİM Cumartesi
14:00 || Mersin İdman Yurdu-Bursaspor
16:00 || Kasımpaşa-Gaziantepspor, Sivasspor-Gençlerbirliği
18:00 || Fenerbahçe-Torku Konyaspor

5 EKİM Pazar 
13:30 || Başakşehirspor-Akhisar Belediye, Karabükspor-Trabzonspor
15:30 || Balıkesirspor-Beşiktaş, Eskişehirspor-Çaykur Rizespor
17:30 || Erciyesspor-Galatasaray

Tabi bu saatlere ilk itirazı LİG TV yapacak. Zaten her şeye çomak sokan da onlar onunda passoliginde farkındayız. Ama sorun olmaz. 2 farklı gün ve 6 farklı saat var, 3 büyükleri aynı saate denk getirmedikleri sürece sorun olmaz. 

Salı günü şampiyonlar ligi olan cumartesi oynar, perşembe UEFA'sı olan pazar oynar. Tamam, ağırlıklı olarak büyükleri 17:30 ve 18:00 de oynatırsınız sizin de gönlünüz olsun. Ama aynı güne denk gelince korkmayın adamlar Real Madrid-Barcelona maçını yerel saatle 15:00'te oynatıyor kimsenin gıkı çıkmıyor, yıllardır premier ligde cumartesi 14:45'te izlemediğimiz derbi kalmadı tadına doyamıyoruz. Hadi siz şimdi dediğimi yapın gerisini taraftara bırakın, korkmayın adam yemiyoruz maç izliyoruz izlemek istiyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder