1 Kasım 2014 Cumartesi

Koşan vs Koşturan

İngilizlerin yıllardır NBA'de uygulanan "aldığı nefese kadar istatistik" olayına el atmasıyla futbolda ortaya çıkan possession, chance created, tackles, pass accuracy terimleri, olayın "1 topun peşinde koşan 22 adam" cümlesinden sıyrılmasını sağladı. Türkiye liginde bu terimler olayın rengini değiştirdi mi dersen, tabi ki hayır. Biz yine kaostan, karambolden, tahrikten hoşlanıyor magazin peşinde koşmaya devam ediyoruz.

Bu gavur icadı terimlerin ülkemizde ki telif hakları sahibi herkesin bilgisayarı ile tanıdığı Ersun Yanal. Daha sonra Aykut Kocaman'dan bu terimleri içeren cümleleri duymuştuk. Şu sıralar Şenol Güneş ve Bilic bu yolda ciddi olarak hem kafada hem sahada uygulama aşamasında bu işin peşinde gibiler. Zaten ligde ciddi anlamda bi' şeyler yapmaya çalışan takımlar içinde Beşiktaş ve Bursa bence başı çekiyor. Bursa'da Beşiktaş'ın kazandığı maçta Bursa nefis tempo yapıp golü atamamıştı, devamında ortaya çıkan sonuçlar bu işin tesadüf olmadığını gösterdi. Son 3 maçta 10 gol atıp 7 puan aldılar.


Possession vs Distance Covered

Tempo yapmak için koşmak ama adam akıllı bilerek koşmak ve topu da o ayarda koşturmak gerekiyor. Top koşturmayı iyi yapan şu an için en iyi Fenerbahçe görünüyor. Emre her ne kadar saha içinde çirkeflikleri ile ön plana çıksa da oynadığı süre içinde Türkiyenin en etkili orta saha oyuncusu 2+2=4 tatava yapma kabul et geç. Topu koşturan çok ciddi bi' orta saha var, Emre, Meireles ve Topal. Bunlara dahil olan Caner ve Gökhan ikilisi var. Fenerbahçe bence kağıt üstünde hala ligin favorisi. Ama karşı tarafta koşma işini ciddi ciddi felsefe haline getirip takım halinde yapan ve rakibe bunu hissettirerek tempo ile maç kazanan bi' Beşiktaş takımı var.

Fenerin possession ve pas accuracy de Aykut Kocaman'dan bugünlere gelen üstünlüğü, Beşiktaş'ın tackles ve distance coveredları karşısında ne yapacak kim kimi kıracak göreceğiz. Hafta içi ve lig başından bu yana olan kaotik ve magazinsel olayları bi' kenara bırakırsak Türkiye şartlarının üzerinde bi' maç olacak gibi görünüyor.

Maçın Olimpiyatta olması hava şartları açısında oyun kalitesini düşürebilir. Yağmur, rüzgar vs. durumlarda saha zemini etkilenmeye müsait. Aksi taktirde şampiyonlar ligi olmasa da ŞL playoff elemesi ayarında bi' maç olacak.



Planlar Planlar

Fenerbahçe oyuna hükmeden, topun ağırlıklı kendisinde olduğu, zaman zaman bal yapmayan arı kıvamında misal GS maçının ilk yarısı gibi ama çoğunlukla possessionu elinde tutan chance created üzerinden yürüyen bi kadro. Beşiktaş hem possessionu hem de distance covered olayını bi' arada yapmaya çalıştığı için şu anda en etkili görünen takım. Türkiye'de daha önce Galatasaray'ın efsane kadrosunun her şeyi tam anlamıyla yaptığını yapmak isteyen bi' takım var ama o kıvama gelmeleri için fırıncılığı Türkiye getiren 3 kişilik ekibi bulup onların elinden 1 fırın ekmek yemeleri gerekiyor. Yine de Beşiktaş'ı yolu doğru yol. Bu birlikte koşma ve possessionu aynı anda elinde tutma olayına kalite eklendiği zaman başka bi' takım olunuyor zaten o da çok ciddi profesyonellik gerektiren bi' olay. Mesela  Mourinho'nun Chelsea'si şu an anlaşılması en kolay örnek. Bayern Münih de var diyenler olabilir ama onu anlamak bi' yana anlatmak bi' yana, girmeyin o topa.

Kilitler, Anahtarlar, Neler, Nereler, Kimler? 

Orta saha üstünlüğünü oyun genelinde elinde tutacak takım, saçma sapan savunma hataları yapmazsa maçı almaya daha yakın taraf olacak. Bu açıdan bakarsak, Topal-Emre-Meireles 3lüsünün karşısında Atiba-Veli-Oğuzhan karşılaması sezonun geri kalanın için önemli bi' sınav verecekler. Özellikle Oğuzhan'ın rakibi karşılamada ki pres gücü ve tackles'ı dengeyi bozmak için en önemli aday. Eğer Oğuzhan orta sahada Casper'ı oynarsa possession üstünlüğünü eline alan Fener orta sahası maçı da kendilerine getirmekte zorlanmazlar. Beşiktaş tarafında Oğuzhan'ın halvegidişi etkenlerden biri olacak.

Fener tarafında hücum üçlüsünün sol tarafında halı sahanın top oynamayı bilen, klas ama kilo fazlası olan abisi kıvamındaki Sow'un yerine dikine oynamayı seven ve takımı bal yapmayan arılıktan çıkarmaya en müsait isim olan Alper'in 11 başlaması ciddi anlamda Beşiktaş'ı zora sokacaktır. Alper birebirde bi' anda adam eksiltecek sahadaki ender adamlardan, karşısında tek hamleli bi' Necip olursa kırmızı karta kadar gidecek bi' yol var ki Alper'in arkasında da Caner gibi bi' hücum beki var. Beşiktaş'ın sağ kanadı, Fenerin sol kanadı maçın gidişatı etki edecek 1. etken olarak görünüyor.

Mesela Töre yerine oynayacak Kerim Frei'ın hücumda Caner'e karşı göstereceği performans, Caner'in hücuma katkı vermedeki payını nasıl etkileyecek bunlar hep oyun içi dengeleri etkiler. Kerim hücumda etkili olup Caner'i çıkarmazsa Törenin yokluğu telaffuz edilmez.

Herkesin ezberinde olan bi' şey var; Beşiktaş-Fener maçları hep zevkli geçer, gollü geçer, iyi olur. Evet doğru gollü, zevkli olur. Bu defa bende o ümitli olanlara katılıyorum, ligin üstünde bi' maç olacak gollü ve zevkli olmasının yanında tempo ve terimler anlamlı hale gelecek diyorum. Ha, stres alt seviyede çünkü bi' Fener-Gaassaray nefreti yok, bu da oyuna etki ediyor. Bu çok normal.

Herşeyi bi' kenara bırakıp maçın berabere bitmesi halinde dünyada yılın kaosunu yaşayan Gaassarayın lig lideri olarak haftayı kapatacağı gerçeğini bilmek de hiçbir koşu mesafesinde tadına varılamayacak acılar barındırıyor.

1 yorum: