4 Ocak 2014 Cumartesi

Spor Toto Apertura SuperLiga

Devre arasına 2. Galatasaray ile 8 puan fark yapan Fenerbahçe'nin hak edilmiş liderliği ile giriyoruz. Devre arası gelince sezon başı kampında "kolej havasındayız, arkadaşlık mükemmel, çok iyi bi' takım olduk" ile başlayıp lig başladıktan sonra "bizi 3 hafta bilemedin 5 hafta sonra görün, zamanla daha iyi olacağız, yeni transferler takıma alışıyor" diye devam eden ve ligin 10. haftasından sonra "devre arasında yapacağımız takviyelerle..., transfere ihtiyacımız var, eksiklerimizi biliyoruz" diye zirve yapan cümleler bi' anda film şeridi olarak gözümün önüne geliyor.

E, 1 ay ara olunca ister istemez 10. haftadan sonra herkes kendini devre arasına atmak için can atıyor. Hele ki kötü giden takımlar için 10. haftadan sonra kalan 7 hafta geçmek bilmiyordur. Mesela bu aradan en fazla zarar görme ihtimali olan takım Fenerbahçe sonra Galatasaray. Neden? Çünkü liderin bi' havası var, gazı var bunu kaybetmek istemez. Aynı şekilde son haftalarda toparlanan Galatasaray tam seriye bağlamaya hazırlanırken 1 aylık ara hiç işlerine gelmeyecektir. Sen bakma medyada çıkan arayı iyi değerlendireceğiz, şöyle yapacağız böyle yapacağız demelerine 2 sinin de işine gelmez, gelmeyecektir de.


Kimin için iyi olur bu 1 ay dersen, illa ki bi' cevabımız var.

Mesela son haftalarda gazı kaçan Kasımpaşa. Yavaş yavaş zirveden kopmaya başladı. Fenerle arasındaki fark 10 puana çıktı. Fenerin avrupaya gidemeyeceği bi' ortamda, Galatasarayın arkasından 3.lüğü zorlamak varken ve bunu yapabilecekler neden bi' toparlanma için mola almasınlar? Tam da yerinde bi' zamanlama oldu, Kasımpaşa için. 1-2 takviye gelecektir. Tunay Torun gelmiş, kapalı kutu ama takviye takviyedir.

Ardından Eskişehirspor. Tarık Çamdal krizi ile lig konsantresini kaybetmiş bi' takım havasındalar. Devre arası krizlerden arındırılmış, nem yapmayan oyuncu kadrosu ile belki gelecek takviye ekip ile avrupa yarışına kaldıkları yerden devam etmek isteyeceklerdir.

Devre arasının enteresan transfer hamleleri yapmakta olan Antalyaspor. Hleb ile anlaştık dediler sonra baktık adam Konya'dan çıktı. Ama Aissati'nin takıma geri dönmesi sezon başında yapılan hatanın ne denli büyük olduğunu ispat etmiş oldu. Semih Şentürk hamlesi ise beni Samet Aybaba faktöründen dolayı hala düşündürüyor. Şimdi bu adamların kadrosunda Diarra var, Aissati'yi aldılar. Samet Aybaba çift forvet arkası Aissati oynatabilecek kapasitede biri mi? Bence hayır. E, o zaman bu Semih yine mi yedek kalacak. Yedek kalacaksa niye gitti Antalya'ya? Sorular, sorular aklımdaki sorular, at bunları kenara. Ajax'tan Enoh gelmiş. İşte bu tam isabet olmuş. Enoh ve İnceman birlikte iş yapar.
Antalya 11'im; Hakan-Koray,Emre,Yobo,Vederson-İnceman,Enoh,Aissati,Emrah-Semih,Diarra

Konyaspor şu ana kadar topladığı puanlarla herkesi ağzını açık bırakan bi' takım oldu. Ben mesela hiç izlemedim. İzlemeyi de düşünmüyorum. Ama dün bi' baktık, Hleb ile imzalamışlar. Mesut Bakkal zaten 2 transfer istemiş. 1 hücumcu yani Hleb, 1 de stoper o da Vukovic olmuş. Konya için 20 puan bence mucize. 2. yarı yine 20 alsınlar zaten ligde kalırlar.

Daum'un Bursasporu devreyi dört gözle bekledi. Hem Daum hem takım hem yönetim hem taraftar. Forvet transferi takımın olmazsa olmazı. Fernandao diye bi' golcü geldi. Ama ne denli faydalı olur hiç bilinmez. Bakarsın patlar gider. Zamanında Daum devre arası Nobre'yi alıp şampiyonluk için dev bi' adım atmıştı, herkes biliyor. Ama Bursayı sadece bi' forvet transferi avrupa potasına sokar mı, sokar demek ezbercilik. 

Roberto Carlos'un hala maç sonu röportaj veremediği ama ligin izlemesi en zevkli 3-4 takımından biri olan Sivasspor ile devam. Aatıf Şeyşu fırtına gibi bi' devre oynadı. Sivas 29 puanın üstüne 3-4 daha koyar mıydı? Bence evet. Mesela içerideki 0-3'lük Antalya mağlubiyeti, GS deplasmanında ki kırmızı ve sarı kart cezalıları, sakatların yokluğu bu sonuca etki etti. Sivas deyince herkes 10 gol attığı için Şeyşudan bahsedecek ama sağ kanattan Burhan Eşer'de bağıra bağıra geliyor. Sivasın kupa dahil oynadığı 20 maçın 18'inde 11 başlayan bi' istikrar ve 6 tane gol. 1 devrede kanat oyuncusu olarak 6 gollük katkı üst düzey bi' performansa denk gelir. Burhan böyle devam ederse milli takım havuzuna dalar, demedi demeyin.

Gaziantep ve Sergen Yalçın ses getiren bi' manşet haberi gibi başlayıp, flaş sonuçların ardından gecenin karanlığında kaybolan isimler oldular. 6 maçta 4 galibiyet ile 13 puan toplayarak takımı ipten alan bi' teknik adam, bi' efsane. Artık Sergen Yalçın ile sıkıntı yok. Ama Antep yönetimi karışık, kulüp karışık alacaklı çok futbolcu var. Devre arası Cenk ve Muhammet gidebilir. Zaten kısıtlı kadro Antep düşmemesi gereken kemikleşmiş takımlardan ama Ankaragücünün düştüğü(düşürüldüğü) bi' ligde kapı herkese açık. Sergen Yalçın kalırsa ki yönetimin buna bi' teminatı olmalı, kalırsa yine flaş işlere imza atar.

Asıl merak ettiğim yer düşme potası. Kayseri berbat bi' halde. 12 puanı var. Süleyman Hurma lig sonunda 9-10. olacağız diyor. Okan Buruk biz düşmeyeceğiz diyor. Erciyes başkanı kendinden emin, imkanı yok biz kurtarırız diyor. Rize zaten arka bahçeden transfer atağına kalkıp bi' şekilde yırtar gibi duruyor. Antalya desen Samet Aybabaya rağmen acaip transferler yapıyor. Konya'nın 20 puanı vardı, gitti bi' de Hleb ile anlaştı. E, kim düşecek?

Olmazsa ben düşeyim kimsenin keyfi bozulmasın!

Döndük dolaştık ve şampiyonluk hesabına geldik. Benim teorim açık ve net. Fenerbahçe 9 Mart haftası oynayacağı Trabzon deplasmanına kadar geçen 6 haftada puan farkını 6 puanda tutarsa ligi alır götürür. Yani çok net bi' şey olmasa da, ilk 6 hafta kalan 11 hafta için son durumu belli edecek. Galatasaray'ın Chelsea maçları da bu sürede şampiyonluk yoluna etki edecektir. Eğer tur atlanırsa öncesi ve sonrasını düşündüğümüzde minimum 3 lig maçına etki edecek bi' şampiyonlar ligi çeyrek finali olacak ki bu dünyada ki her takım için puan kaybına açık kapı bırakmak demektir.

Ancak düz mantık yapanlar var. Neymiş Fener derbilerin 3'ünü de dışarda oynayacakmış. 2 mağlubiyet 1 beraberliğe puan farkı kapanır, diyorlar. Ama şampiyonlar liginde iki Chelsea maçı, öncesi ve sonrasında 4 maça direkt etki eder. Bu da şampiyonluktan kopmak için yeter de artar bile. Bakalım Mancini nasıl bi' rotasyon ile kayıpları engellemeye çalışacak. Bi' de Ersun Yanal'ın takımları 2. yarı düşer diye bi' şehir efsanesi var, inanmayın. Fenerin ilk yarıdaki en önemli avantajı 5 maçı son dakikalarda gelen golle kazanmasıydı onun dışında Ersun Yanal'ın takımları 2. yarı düşer, kaybeder falan tırı vırı bunlar.

Gelelim apertura liginin tam bağımsız, gerçekçi, popülist olmayan, hak edenlere yer verilen altın 11'ine.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder