4 Aralık 2012 Salı

Belediye Emekçiler Derneği Football Club


İstanbul Büyükşehir Belediyespor, bi' rivayete göre futbol takımının adı İstanbul BB olarak değiştirilmiş, belediyeden aldığı destek yetmezmiş gibi 420 milyon dolarlık yayın ihalesinden cukkaları götürürken pis pis sırıtan, yıllardır orta sıralarda yer almayı adet edinmiş ara sıra büyük takımlara köstek olup küfür üstüne küfür yerken tek amacı ligde kalmak olan, mümkünse artık bu sene ligden düşmesini temenni ettiğim yaklaşık 100 kişilik taraftar grubunun sahip çıkmaya çalıştığı ama asla bunu başaramayacaklarından emin olduğum, hangi amaçla ve neye hizmet etmek için hala şu ligde yer aldığını merak ettiğim hakkında ekşivari uzunlukta tanım cümlesi kurduran spor kulübünün soğuk futbol şubesi ve içinde barındırdığı gizemli istikrar emekçisi belediye çalışanları..

Bizim ülkede ki emek hırsızlığından mıdır, yoksa ecnebilere olan özentiden midir bilinmez ama istikrar denilince hep Avrupa futbolundan örnekler verilir. Çok severiz ecnebilere özenmeyi hemen adamlara bak anasını satayım diyerek örnekler veririz birbirimize. Sonra başlarız saymaya Del Piero, Gerrard, Maldini vs. deriz belki sen Giggs, Scholes, Neville falan dersin sonra es kaza Bülent Korkmaz'ın adı geçer o muhabbetlerde. Yalnız adı geçen bu konuda ecnebiler kadar emek veren, ter akıtan, tekmeye kafa, kafaya tekme, enseye tokat yapan türk futbolcular için hiçbir zaman "helal olsun, vay bee, yok artık, vay anasını satayım" türevleri ile başlayan cümleler kurulmaz. Hatta efsaneler efsanesi olması gereken, 20 yıl aynı formayı başarıyla terletmiş, çıkık omzu ile ekmek fırınlarındaki un çuvallarından ağır olan UEFA kupasını kaldırma başarısını göstermiş Bülent Korkmaz'dan bile efsane diye bahsederken içinden "acaba?" diyen tiplerle yaşıyoruz. Türk futbolundan ve futbolcusundan daha ne bekliyoruz acaba?

İBB ligin 8. ve 13. sıraları için ligin en istikrarlı takımı olarak görevini yapıyor. Lige çıktığı yıldan beri bu şekilde devam etmiş, aynı istikrarı Abdullah Avcı ile de 5-6 sene boyunca yaşadılar. Ama Abdullah Avcı'nın ayrılmasından sonra başlayan istikrarsız oyun ve TD değişimine(Arif Erdem+Carvalhah+Bülent Korkmaz) aldırmayan, tabiri caizse ve başıma bi' şey gelmeyecekse bana mısın demeyen, LİG TV'yi açıp kadrolar ekrana geldiğinde hiç şaşırmadan benimsediğimiz ama çarşı da pazarda görsek "kimsin olum sen, neyin kafası bu artislik yapma" diyeceğimiz istikrar abidesi kronik belediye çalışanı olmuş isimler var.

Zeki Korkmaz(2008), Efe İnanç(2004), Mahmut Tekdemir(2006), Metin Depe(2007), Ekrem Ekşioğlu(2006), Rızvan Şahin(2005) ve Marcus Vinicius(2007)..En yenisi 2008 de İBB ile sözleşme imzalayan Zeki Korkmaz en eskisi ise 2004'ten bu yana izlediğimiz ama hiçbir zaman "kimmiş la bu?" deme ihtiyacı duymadığımız Efe İnanç. Yani takımda 9-8-7-6 ve 5. sezonlarını geçiren bu isimler İBB takımının vazgeçilmezleri olma yolunda ilerliyorlar, belki de futbolu burada bırakacaklar. Yani minimum 10 yılını aynı takımda geçirmiş olarak futbolu noktalayacaklar.Ama bu hangi çokbilmiş sporseverin ilgisini çekecek, bunun için kim 2 satır yazı yazacak, kimler tweetleşecek, kimler RT leyecek göreceğiz. Emin ol 2 satır haberi bile olmaz. Ben eminim.

Şu maçı sadece 20 tane İBB taraftarının izlediğini biliyor musunuz? İBB-Kasımpaşa sene fi' tarihi

Her sene kadro revizyonuna giden es kaza transferler ve puanlarla ligde kalan, farkında olmadan avrupa kupalarına giden, 6 ayda bi' gençlik operasyonu yapan takımlarımızın cirit attığı nankör futbol piyasasında İBB de 5-6-7-8-9. yıllarını yaşayan futbolcular var. Bu durumu ilginç yapan detaylar var. Bi' takım düşün ki sadece 100-150 tane taraftarı var, stadı yok, oynadığı stadyum rüzgardan ayazdan iğrenç bi' atmosfer yaratıyor, şan şöhret desen yok, eee sadece para var o da çok ultra bi' rakam değil piyasada ki koşullara göre düşük bile olabilir. Ama adını sadece maç başlarken duyduğumuz, maç içinde hiç dikkat etmediğimiz, dikkat etsek bile umursamadığımız bu adamlar, yıllardır kimsesizler yurdu misali takılan kulüpte "emeğe saygı" etiketine hürmeten ne var ne yok ortaya koyup olimpiyat stadından ekmeklerini çıkarıyorlar.

Aralarında dikkati çeken isim, Marcus Vinicius. 2007 de Corinthians 'dan gelmiş ve takımda 6. sezonunu geçiriyor. Yabancı bi' futbolcu için 6 yıl kolay değil. Düşünmeden edemiyorum, var bu işte bi' yanar dönerlik ama ne bilmiyorum! Marcus Vinicius'un neyine ki 6 senedir Türkiye de, hadi Türkiye'desin neden İBB? Vaayy arkadaş, "ne ayak lan" demeden alamıyor insan kendini..

Demem o ki sadece sizin her yerde övdüğünüz, uğruna tweetler atıp yazılar yazdığınız, adına futbol sanatçıları dediğiniz, efsane, başkan, respect, başbakan, reyiz gibi lakaplarla saygı gösterdiğiniz ecnebiler oynamıyor bu oyunu. Bu ülkede siz beğenmeseniz de, ilgilenmeseniz de, görmemezlikten gelseniz de bazı insanlar belki de respect diye özendiğiniz en saygı duyulacak iş için %100'leri ortaya koyarak evlerine ekmek götürüyorlar. Yani sizin yanlış bildiğiniz bi' şey var ki saygı duyulacak her işi sadece elin avrupalısı yapmıyor, bizim çocuklarda bi' şeyler ortaya koyuyor ama işinize gelirse...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder