25 Aralık 2012 Salı

Devre Arası Raporu



51 puanlık ilk yarı pastasının, zirvedeki 5-6 takım tarafından hunharca mundar edilmesi ile lig tarihinde liderin 33 puanla devreyi kapatmasına şahit olduk. 18 takımlı ligde rüya takım dedikleri liderin 18 puan kaybettiği, sonuncu takımın 12 puan toplayıp 39 puan kaybıyla renk kattığı, 2. ile 12. arasında sadece 3 maçlık puan farkının düşündürdüğü, 12.nin küme düşme potasından 5 puan yukarıda olduğu, her türlü aksiyona açık 17 haftalık ilk yarı izledik ve şimdi Merry Christmas...

Devrenin kötülerinden, kötü anlarından başlayıp iyileriyle bitirmek hepimizi iyi de bırakır diye düşünüyorum. Takım fark etmeksizin herkesi derin üzüntüye boğan Ediz Bahtiyaroğlu'nun aramızdan zamansız ayrılışıydı. Olaydan 1-2 hafta önce bi' arkadaşımla konuşurken Ediz'in de adı geçmişti. Ediz, Giray, Cem Can falan beraber oynamıştık diye anlatıyordu. Ölüm ile karşılaştırılacak daha kötü bi' haber yok, sonuçta ateş düştüğü yeri yakar.

Kötü haberler önce Beşiktaş'lılar sonra da A milli takımdaki Hasan Ali Kaldırım faciasından kurtulmak için bekleyen bizler için gelmeye devam etti. İsmail Köybaşı'nın sakatlığı tam düzeldi, düz koşulara başladı derken cartttt tekrar sakatlandı ve sezonu kapattı. Gündemde fazla yer bulmasa da benim en beğendiğim santrafor tiplerinde kendine yer bulan 1992 doğumlu Muhammed Demir'in sakatlanıp sezonu kapatması beni ziyadesiyle üzmüştür. Devrenin kötü bi' haberi Fenerlilerin kocaman gururu olan Aykut'tan geldi ve Aykut Alex'i bi' katatkulli ile Brezilya'ya postaladı. Alex'in gidişinden etkilenen fenerliler de olmuştur.

Beni şaşırtanlar...Hikmet Karaman'ın Popov, Sosa, Muhammet, Cenk, Turgut gibi adamların yanına İbricic'in eklenmesi ile daha olgun bi' hücum hattına sahip olan takımın iyi şeyler yapabileceğini düşünürken Popov'un ayrılması İbricic'in gönderilmesi, Muhammet'in sakatlığı derken ayıptır söylemesi takım cortu çekti. Yine aynı şekilde bu sene nefis bi' dönüş yapmasını umut ettiğim Cangele'den o refleksi görememek ve takımın ona paralel şekilde çöküşü o kadar harcanan parayı da düşününce, bi' anda kendimi futbol enteresan derken bulmama neden oldu. Kayseri demişken oynatmadığı genç oyuncuları bi' zahmet hayır vesilesiyle Ankaragücü'ne verse de her iki tarafında işi görülse, ne olacak sanki?

Devrenin en güzel takımı Medical Park Antalyaspor oldu. Diarra, İsaac, Aissati, Tita hücum yapmaya müsait, Türkiye şartlarında gol atmamak için kendini zor tutan ofans dörtlüsü. Bu dörtlünün arkasında savunmayla köprü görevi gören Mustafa Denizli'nin prensi Uğur İnceman ve benim şimdilerde prensim olmaya aday Murat Duruer. Özellikle Murat Duruer'i sol iç oynatma fikri kimden çıktıysa helal olsun. Orada o kadar ince oynuyor ki ikinci yarı bozmadan üstüne koyarak devam eder (Serdar kurtuluş her hafta üstüne koyuyor!) inşallah. Antalya iyi güzel takım olmuş, temposunu düşürmeden saldırmaya devam ederse akıllılık eder. Çünkü ligin ilk yarısında götün götün kapanan bazı takımlar 2. devrede kabak çiçeği açılıp puan almaya çalışacaklar. İşte o zaman Antalya'nın hücum hattı bayram edecek. Antalya'da Emrah Başsan hakkında bi' şey yazmadık ama o da aklımızda ona göre devam etsin.

Antalya ile birlikte Eskişehirspor da zirvenin gizli adaylarından. Es-es hücum hattının Antalya'dan pek bi' farkı yok. Onların sorunu, olayı ligin ortasından sonra kavrayabilmeleri yani Necati, Kamara, Tello, Alper, Erkan 5'lisinin geç bir araya gelmesi ve birbirini tamamlaması oldu. Eskişehir'in takviye yapacak neresi var? Burhan  ile yollar ayrılmış. Kanatlarda oynayacak alternatif oyuncu eksikliği var. Bi' diğer eksik isim ise Necati'ye alternatif olabilecek, oyuna girdiği zaman direkt katkı verebilecek bi' golcü. Misal genç Semih!

Beşiktaş alternatifsiz olan kadro zaafiyeti, Fener de bu oyun anlayışı ve Selçuk Şahin, Hasan Ali gibi adamlarla şampiyon olamaz. Yani Fernandes veya Almeida olmadığı zamanlarda yerlerine direksiyona geçip sollama yapacak adamı yok. Ama adı geçen Nene gibi bi' adam gelirse işler o zaman değişir, değişebilir. Haa diyeceksin ki Galatasaray mı olur? Olur amk. Niye olmasın? Geçen seneye göre daha %50 lerdeyiz ama ilk yarıyı lider kapattık, Avrupa'da tur atladık. Açıkçası asıl gönlümden geçen Antalya'nın şampiyon olması. O kötü stadın tartan pistinde şampiyonluk turu atsınlar, ne hoş olur. Ne kapak olur, hem büyük takımlara hem de yıllardır Antalya'ya stat yapmayan yetkililere.

Peki kim düşer? Gönlümden geçen İBB, Kasımpaşa ve Akhisar. Ama gidişat Akhisar, Mersin, Elazığ olur gibi gösteriyor. Mersin de Nobre'nin olası transferi zaten zayıf olan takımın çöküşü olur. Akhisar ve Mersin'in yanına kim gider onu ilk 5-6 hafta sonra anlarız. 2. yarının ilk 5-6 haftasından sonra yukarıdaki 4-5 takım kendini belli eder. İlk 5-6 haftanın kritik maçları; Bursa-Kayseri, Antep-Fener, Galatasaray-Beşiktaş, Bursa-Galatasaray, Trabzon-Fener, Galatasaray-Antalya gibi. Dikkat çeken bi' fikstür var ki, kenara not etmek lazım. Galatasaray ve Fenerbahçe'yi İstanbul'da 3-1 ile geçen Karabükspor 2. yarının ilk 5 haftasında sırasıyla Trabzon(d), Kasımpaşa, Beşiktaş(d), Bursa, Antalya(d) ile oynayacak. Özellikle deplasman maçlarına dikkat! Ligin kaderini Karabük belirleyebilir. 

Mamafih, Mart'ın ilk haftasında şampiyonluk, avrupa kupaları, küme düşmeme ve vasıfsız kalacak takımlar belli olur diye düşünüyorum. O zaman yine yazarız, bakalım ne atmışız ne kadar tutmuş.
 
Son olarak; Kırmızılara "afferim keleş", Beyazlara "aga'nın pokunun üstüne pok olur mu leyn?"

 

2 yorum:

  1. Aykut Kocaman için bunları yazmışsın "2005'te Anelka Konya'da Aykut'un Konyasına elle gol attığı zaman, Aykut bu ülke de bi' daha TD'lük yapmam demişti, dünde istifa etti bugün döndü falan işte saçmalıyor yani."

    Aynısıın senin teknik direktörün sinyor terim de yapmadı mı? gs'nin başına tekrar gelip başarısz olup giderken bi daha gs'ye teknik direktör olarak dönmem dedi mi demedi mi? dediyse niye döndü? aykut kocaman'ı yazıyorsun da terim'i niye yazamıyorsun?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. si Fatih Terim benim için hiçbir zaman sinyor olmadı. Hatta çoğu galatasaraylının dediği gibi grande Terim falan hiç olmadı. Olsa olsa grandepunto olur, demiştim ve hala da diyorum sende biliyorsun.

      Ha, o zaman niye grandepunto'nun söylediğini de yazmıyorsun demişsin. Dur, pardon yazamıyorsun demişsin. Benim onu eleştirdiğim ve onun hakkında yazdıklarımı başka yazan gaassaraylı var mı? bende bunu soruyorum sana.

      bugün niye yazmadın diyorsan aklıma gelmemiştir, ama o da aynısını yapmıştır. Ama Aykutun yaptığı bu ilk değil daha önce istanbulspordayken de yaptı, konya da yaptı, şimdi de fenerde yaptı.

      Çok önemli değil maksat gündem değişsin, istediği transferler yapılsın falan.

      Bak o konuda bişey yazmıcam diye tutuyordum kendimi yine bi ton saçmaladım, akşam akşam kusura bakma artık.

      Sil