12 Aralık 2012 Çarşamba

Şenol Güneş ve Sabır Dünyası


Pohpohlanmadığı ve kimseyi de pohpohlamadığı dolayısıyla şakşakçısı olmadığı için, medyaya malzeme vermemesine istinaden gündemde haybeden kalabalık yapmadığı için, elindeki ile yetinmeyi bilip aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz hareketini savunduğu için vs. vs. ve akıl olarak aynı statüde görev yaptığı adamlardan daha pratik zekada olmasından ötürü, yapılan eleştirilerin gelişine dömi vole vuracağı için medyada ve ülke genelinde hatrı sayılan, nazı çekilen, elle tutulur, parmakla gösterilir, dişe dokunur ilk 3 teknik direktör sayılırken Şenol Güneş adını tak diye yazmak kalem kırar, telaffuz etmek zor gelir, zahmet alır, üşendirir, of çektirir, afra tafra yaptırır, tırı vırı ettirir.

Emeğin ve emekçinin farkında olmadan temsilciliğini yapan, gösterişsiz davranışları, konuşmaları, olaylara verdiği yapıcı tepkiler ile emeğe saygının değerini bilenlerin dünyasında en tepede bulunan Şenol Güneş'i saygı ile selamlayarak 2 satır karalama ihtiyacımı bildiriyorum.

Sezonu gaassaray tarafından oyuncuları bi' nevi yağmalanmış olmanın verdiği geride kalma hissi ile kapatıp yeni sezona Burak Yılmaz'ın gidişi ile start veren, "olsun Burak gider thisrock gelir o da bizden olur" diye düşünürken Dame N'Doye' nin Lokomotiv Moskova ile anlaşması ile son dakika da kalite yönetim sistemini düşürmek ve Marc Janko' ya imza attırmak zorunda kalan Trabzonspor, ligin tepesindeki takımların ekstra puan kayıpları ile hala zirvenin takipçisi olarak ensede boza pişirmeye devam ediyor. Bu ense-boza ilişkisi ocakta ki transfer hamleleri, zirvedeki takımların form durumları ve Trabzon'un "bal-şans-mucize" şeytan üçgeninden indiragandi yapacağı hesaba göre değişecek.

Bi' takımın yerli oyuncuları üst düzey kalitede ( A milli takım banko 18 oyuncusu) olmayabilir(ama Barış Özbek'te olmaz be hocam) ama ekstra katkı verebilecek yabancı oyuncuları olduğu için şampiyonluk potasında kalır ya da tam tersi olur yerli üst düzey oyuncuların ekstra performansı ile bu başarı gelebilir. Trabzon takımının yabancı oyuncuları; Emerson, Bamba, Adrian, Alanzinho, Henrique, Janko, Colman, Zokora, Sapara, Vittek, Celutska. Bu listede kadrodaki yerli oyuncuların veremeyeceği katkıyı verebilecek isimler Colman, Zokora, Emerson bazen de miadı dolmuş uzatmaları oynayan Alanzinho. Misal bi' Bamba' nın Yobo gibi yanındaki Bekir bile olsa durumu idare edebilecek yada Ujfalusi gibi tecrübesi ile süpürücü görevi yapabilecek özelliği yoksa orada bırakın Mustafa Yumlu oynasın fark etmez hatta iyi olur. Aynı şeyler kaçak güreşçi Adrian, belçika-hollanda gibi yumuşak liglerin ucuz golcüsü Henrique tınrıke minrıke ve diğerleri için de geçerlidir.

Benim haddime olmayan ama Şenol Güneş'in sabır dünyasına önerebileceğim naçizane fikrim şudur. Adrian, Alanzinho, Henrique, Janko ve Vittek'in elden çıkarılması, yerlerine 2 yabancı alınarak az ve öz olarak devam edilmesi gerekliliğidir. Hem kadroda şişkinlik azalır, hem de 5 vasat oyuncu yerine 2 tane üst seviyeye yakın transfer ile daha fazla verim elde edilir. Ben inanıyorum ve umut ediyorum ki Şenol Güneş ve sabır dünyası da bu şekilde düşünüyor, tasarlıyor, istiyor, ama bi' anda 5 oyuncu gönderip daha yüksek maaşlı daha kaliteli adam almanın da zor olduğunu ve zaman gerektirdiğini biliyor.

5 hücum özellikli Adrian, Alanzinho, Henrique, Janko ve Vittek yani Şenol Güneş'in sisteminde merkez forvet oyuncusu ile forvet arkasındaki isim için oyuncular bulunması lazım. Benim forvet arkası denilince şu anda gelebilecek isimlerden aklıma gelen Tomas Rosicky. Londra'dan Trabzona bi' adam ne için gelir, neden gelsin seninde aklına gele gele Rosicky mi geldi diyenlere slm, nbr? 1980 Prag doğumlu oyuncu 32 yaşında ve 1,5 yıl daha üst seviyede oynar, Türkiye ligini de forse eder sorun olmaz. Merkez forvet adamı için önerim ise İBB'li Pierre Webo olur mu? Bunlar sadece öneri daha iyi seçeneklerde bulunabilir, bulunmazsa ayıp zaten. Jaja'yı da unutmamak lazım, adamın açamayacağı kilit yok.

Yalnız Şenol Güneş benim burada dile getirdiklerimi belki 1 kere söylemiştir, istemiştir. Israr edip karşısındakini bezdirip illallah dedirtip gına getirtmemiştir ki o kişiliği de yakışmaz zaten. Ama hala 2011 yılındaki şampiyonluk kupasının peşinde olan yönetim bunu dinlemiş midir, dinlese bile aksiyon almayı denemiş midir alıyor mudur bilemem. Mamafih Şenol Güneş, aksiyonun olmadığı dünyasında sanırım şöyle bi' davranış sergilemeyi tercih ediyor. Muhtemelen şöyle diyordur: Elde ki kadroya rest çekip, ortalığın malı olup, rezil rüsva grande olacağıma; aza kanaat edip mümkün olabilecek başarıyla mucizevi bi' eser çıkarmak için yırtınır, gerekirse parende' ci olurum.

Son Kayseri maçında, 4 topunun direkten döndüğü, 90 dakika boyunca 18 içine hapsettiği rakibine 1 golden fazlasını atamadığı için kendi evinde 1 puana razı olan Trabzon'u ve taç çizgisinin kenarında çaresizce duran Şenol Güneş'i gördükçe, hücum rotasyonunda görev alan adamlara 2 yıldır nasıl sabrettiğini çok merak ettim. O yüzden bi' fikir attım ortaya, yoksa ne haddime!

sahaya ismi sığmayanlar;  Zeki Yavru, Ferhat, kaleci Zeki ile tam 22 kişi ideal

Kadroya bakınca iyi güzel ama kim gidip Jaja'yı alacak diyorsan git Rosicky'i al ya da başka biri ama gol atsın asist yapsın ileri oynasın. Yedeklerde açık oynayacak oyuncu yok der gibisin ama sakin ol. Olcan yoksa Colman'ı sola çekip ortada Soner ile oynayabilirsin ya da Emre Güral ile başlarsın. Millet neler deniyor sen mi yapamayacaksın be hocam yürü, kim tutar seni!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder