5 Aralık 2012 Çarşamba

İskender misali: Vurdura Vurdura Hedefe

Sezon başındaki 2 maçtan sonra takımın kısır, pozisyona girmeden maç bitirebilecek ve izlerken insanı yoran bi' futbol oynayacağını, bi' şekilde Ocak ayındaki transfer döneminde hareketlenmek isteyeceğini tahmin etmiştim. Yanıldım mı? hayır. Ama yanıldığım konular var. Yanılgım şu, 14 hafta sonunda liderin(erciyes 27, biz 24) 3 puan gerisinde 15. haftaya başlarken içeride lideri yenme fırsatının elimizde olacağını hiç tahmin etmemiştim. Zaten şu kadro ile bunu tahmin ettim diyene benden temiz "bi' siktirgit" geliyor, hiç kaçırmasın. Ekstra oyuncu sınıfında saymaya yeltendiğimiz iki oyuncudan Dalmat'ın vasat altındaki yaratıcılığı, Makukula'nın 14 haftada 2 gol attığı bi' ortamda, hiç kimse pazar günü gelmesi muhtemel 15. hafta liderliği için ben demiştim, biliyordum, adım gibi emindim vs. demesin, yalan söyleyip tepemizin tasını attırmasın. Hadi lan!
yeri geldiğinde sahada organlarını bırakıp çıkabilecek adamlar, helal olsun

Ama takım öyle bi' kenetlenmiş, öyle bi' performans koyuyor ki tarifi zor. Hani bizim seyircinin en deli anlarındaki kaf-sin-kaf çekişi var ya, futbolcular o deliliği yeşil sahada yeşilin yanına kırmızı koyarak sahaya yansıtıyorlar. Ya da bana öyle geliyor. Götümden uyduruyorum. Daha bunamadım merak etmeyim olum! Abi şimdi rakiplere bakıyorum, kadro olarak bizim çok üstümüzdeler yalan yok, bol alternatifli, yetenekli süper lig oyuncusu olan, yabancıları fark yaratabilecek isimlerden oluşuyorlar. Ama bunlar hep hikaye, tırıvırı filli foto artık nasıl anlarsan. Bizimkiler öyle bi' yürek koyuyorlar ki sanırsın maç bitiminde ciğeri, dalağı sahanın ortasına bırakıp çıkacaklar. Abarttım ama anla diye olum, ne sandın? O yürek, dalak, ciğer bi' araya gelince  maç başlarken 1 puanı cebe koyuyor, sonrası es kaza karambole bi' kontratak ve top girerse 1-0'a yatmayla geçiyor. Son Konya maçı da öyle oldu. Baktık rakip üstün, top oynuyor, oynatmıyor, kitledi yarı sahaya. Yapacak tek şey kaldı, yaslanıp 1 puanı alıp sessizce eve dönmek. 0-0 ile döndük kutsal topraklara.

Kamu Spotu !

LM var 2 senedir TRT de yardırıyor. Bi' de uzun ve kısa olarak 2 seçenekten oluşan Laz Marlborosu var. Şimdi konumuz TRT'de ki LM. Ak sakallı dede, Mecnun ve 3 ayda bi' değişen Leyla tiplemesi ve Mecnun'un çevresi, İsmail abi falan. LM'de; Mecnun'un babası, Leyla'ların kaynatası, İsmail abi ve Yavuz hırsızın abisi, Erdal Bakkal'ın İskender'i. Başka kimin neyi oluyor la İskender demeye kalmadan, hatlarda bi' karışıklık olmaması adına uzatmıyorum. Orada İskender'in arabadan ve arızadan bağımsız, vurdurarak motoru çalıştırma fantezisi vardır. Bi' bölümde düzlükte vitesi boşa atıp Yavuz hırsıza taksiyi ittirirken taksimetreyi açması, başka bi' bölümde kız istemeye giderken taksiyi vurdurmaya çalışması gibi daha aklıma gelmeyen binbir saçma nedenle araba değişse bile arabayı vurdurmaktan kendini alamamasını düşününce Karşıyaka'nın bu seneki hali geldi aklıma. Vurdura vurdura geliyoruz, Süper Lige!

Demek istediğim,

14 haftadır dilimde, takım bu hafta cortu çekti, çekecek, bu hafta çekeriz diye dillendiriyorum. Bi' yandan da istemiyorum, neden cortlayalım tabi ki çatır çatır yenelim. Hatta çatır çatır olmasına gerek yok, 1-0, 1-0 yenelim o bile yeter. Ama yok, dedim ya öyle bi' mücadele ediyorlar ki olmayan yetenek eksikliğini bu şekilde bertaraf ediyoruz. Misalen Mourinho'nun İnter ile İskender gibi vurdura vurdura CL'ni alması gibi bi' şey çıkıyor ortaya.

Devreye kaldı 3 maç, Erciyes(27), Adana(23_D), Kartal(14)...Bizim(24) 3 maçta yapacağımız en güzel şey mümkünse 30 puan ile devre arasına kendimizi atmak ondan sonrası için daha iç açıcı konuşabiliriz. Açıkçası Erciyes ve Adana(d) maçları ultra zor geçecek ama olsun, umut fakirin ekmeği belli mi olur? Öncelikle içerideki Erciyes maçında rakibin öne geçmemesi ne gerekiyorsa yapmalıyız. Mümkünse ilk yarıyı 0-0 falan bitirmek lazım, sonra 2 .yarı da ince bi' ayar çekilerek 3 puan ile haftanın finalini yapabiliriz.

Taraftar + Dalak + Ciğer = 24 Puan
İzmir-Rize arası 1419 km, size de helal olsun!
Bütün yazdıklarım bi' kenara, 14 haftadır içeride dışarıda takımı kesinlikle yalnız bırakmayan, varlığı ile futbolcuların en zor deplasmanda inancına zirve yaptıran taraftarın bi' an hiç olmadığını düşündüm de, hemen vazgeçtim bu düşüncemden. Tövbe dedim, yo tövbe dedim, hatta hızlı söyledim bakım youtube gibi oldu. Taraftar olmasa şu anda 24 yerine 10-14 puan arasında bi' yerde, kulüp kaos içinde düşme tehlikesinde, yine istifa sesleri yükselirken.... Böyle olumsuz bi' cümle işte uzatmanın manası yok, burası Karşıyaka burada destek bitmez!

Şimdi kalan 3 haftada içten içe 7 puan bekleyip, sağda solda 4 puana razı olup, gönlümüzden 9 mucizevi puan dileyerek pusuya yatıyoruz.

Kamu spotunu örneğe bağlayarak saçmaladık ama o da bizim işimiz, sen amaca bak

Unutmadan, tatlı rüyalar prenses..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder